Haber Ekspres 01.09.2013
http://www.haberekspres.com.tr/icimizdeki-sempanze-gezi-abd-ve-suriye-makale,1998.html
İnsanı anlamanın en kolay yolu evrimsel açıdan ona en yakın maymun türlerine bakmak. Eşitsizlik karşısında verdiği tepkiler için, örneğin!
İnternette dolaşan videoda, birbirini görebilen iki bitişik kafeste yer alan iki Kapuçin maymununa taş karşılığında salatalık verildiğinde, her ikisi de ses çıkarmadan yiyor. Ancak, birinciye üzüm, ikincisine salatalık verildiğinde, aynı taş karşılığında birincinin üzüm aldığını görmüş olan maymun sinirlenip salatalığı veren kişiye fırlatıyor ve kafesini sarsarak isyan ediyor.
Frans de Waal adlı Hollandalı primatolog, sunusunda bu deneyin sonucunu ABD’deki Wall Street Direnişi’ne benzetmiş (http://www.ted.com/talks/lang/tr/frans_de_waal_do_animals_have_morals.html)! Gezi Direnişi’nin atası olan bu direnişin, ABD’de en yüksek geliri olan %1’lik kesimin, toplam gelirin % 20’sini almasındaki eşitsizliğe isyan sonucu geliştiğini anımsayalım!
Empati, işbirliği, eşitlik ve karşılık verme, diğerlerinin iyiliğini düşünme gibi insanlara özgü olduğunu düşündüğümüz birçok ahlaki özelliğin hayvanlarda da bulunduğunu gösteren bu tür araştırmalarda en şaşırtıcı sonuçlar evrimsel açıdan insana en yakın hayvan olan şempanzelerden alınmış!
Frans de Waal’in çalışma arkadaşlarından Sarah F. Brosnan’ın araştırmasında, grup arkadaşlarına sadece havuç verildiğini gören şempanzelerin istatistiksel açıdan önemli bölümü, çok sevdikleri üzümü almayı reddetmişler! Bu sonuç eşitsizlikten kârlı çıkan şempanzelerin bile, haksızlığa uğrayan bir arkadaşlarını gördüklerinde, durumun adil olmadığını fark edip, ödüllerinden vazgeçmeleri anlamına geliyor ki, insanların bundan çıkaracağı çok ders var.
İnsanın kendini tanımasını ve kişisel gelişimini temel alan ekollerde, amaçlardan biri insanın içindeki hayvani dürtüleri kontrol altına almak, diğeri ise çocuk saflığına geri dönebilmek! Mevlana, “Şu dört kuşun kafalarını kes: – Ördek hırstır, horoz ise şehvet; – Tavus kuşu gösteriştir, makamlara heves; – Karga nefistir, kafaları kes.” dörtlüğüyle içimizde barındırdığımız farklı hayvani dürtülerden kökten kurtulmanın yolunu gösteriyor.
Mevlana’ya itirazım yok, ama içimizdeki hayvanlardan bazıları bizi insanlığa’ yanaştırabilir mi? Örneğin, başkalarına uygulanan eşitsizlik’ karşısında isyan eden şempanze’? Brosnan’ın deneyi, şempanzelerin eşitsizlik’ karşısındaki tutumunun bugünün insanlarından daha gelişmiş olduğunu ortaya koymuyor mu? Kişisel çıkarlarımız için veya “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla içimizdeki şempanze’yi susturuyor, gözünü bile açmasına izin vermiyor muyuz yoksa?
Yapmamız gereken içimizdeki şempanze’yi harekete geçirmek, belki de! Bu şempanze’ eyleme geçtiğinde çocukluğumuzdaki saflığa’ ulaşmamız da kolaylaşacak. Gezi Olayları’ birçoğumuzun içinde uykuya yatmış şempanze’yi uyandırdı, zaten. Haksızlık, eşitsizlik ve baskı’ya isyan ettik! Kimimiz elinde bayraklarla sokağa çıktı, hopladı, zıpladı; kimimiz evde ışıkları açıp kapadı; tencere, tava, düdük çaldı! Şiirler, yazılar, taşlamalar yazıldı; fotoğraf ve videolar çekildi, paylaşıldı! Barışçıydık; gaz bombası atana, copla vurana karanfil uzatıp, kitap okuduk; su sıkana, üzerimize koşana karşı sadece durduk’…
Ve şimdi kimyasal silah bahanesi ile ABD Suriye’yi bombalamaya hazırlanıyor; tıpkı benzer bahane ile ve “Demokrasi getireceğiz” diyerek Irak’ta yaptıkları gibi! Çok sayıda Müslüman’ın yaşamı tehdit altındayken, Erdoğan ise mutlu görünüyor!
İçimizdeki şempanze’ yeniden kımıldanıyor! Yapılmak istenenin haksızlık ve eşitsizlik’ olduğunun farkındayız. Irak’taki gibi yüz binlerce suçsuz çocuğun ve kadının ölmesini istemiyoruz. Bu haksızlığa göz yumarsak sıranın bize gelebileceğinin de farkındayız!
Bu haksızlığa isyan edeceğiz! Gri üzerine kırmızı istemiyoruz; içimizdeki şempanze’ her tarafı gökkuşağına boyamamızı söylüyor.
Amerika dikkat!
Şempanzenin gözü açıldı!
Haftanın Sözü: “Havada kuşlar gibi uçmayı, denizde balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak henüz birlikte kardeşçe yaşamanın basit sanatını öğrenemedik…” Martin Luther King, Jr.