ulgenzekiok.fw

Kubilay olabilmek Milliyet Ege 24.12.2006

Manisa’dan yola çıkan dördü silahlı altı Nakşibendi yobaz 23 Aralık 1930 sabahı Menemen Müftü Mescidi’ne girerler. Kubilay gibi “Giritli” olan elebaşı “Derviş Mehmet” kendini “Mehdi” olarak tanıtır.


Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyler. Korkan insanların toplandığını duyan alay komutanı aydın bir öğretmen olan 24 yaşındaki yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay’ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderir. Sonrasını savcı A. Fuat Bey aynen şöyle anlatıyor:
“İhtiyat Zabit Vekili Kubilay B. süngülü askerini belediye meydanlığındaki kahve önüne bıraktıktan sonra kendisi öne atılarak asilere dağılmasını söylüyor ve Mehdi Giritli Mehmed’i kolundan tutup çekiyor ve askere süngü tak emrini veriyor. Buna Mehdi, silah atmak suretile mukabele ediyor ve ağır bir surette yaralıyor. Yaralanan Kubilay Bey tam bir metin asker tavrıyla oradan ayrılıyor, arkasından ikinci defa atılan kurşun isabet etmeden Hükûmet’in arkasındaki avluya kendini atıyor, fakat aldığı birinci kurşun yarasından kaçamayarak oraya düşüyor.
Kubilay’ın, orayı gören, her nasılsa haber alan Mehdi Giritli Mehmet, askerin kaçmasından ve halkın el çırpmak suretile kendisine müzaheretinden ve sigara ikramından cür’et alarak ortalığa bir dehşet salmak için bu anda cinah bir rol yapmak istiyor, derhal maznunlardan Ali oğlu Hasan’ın torbası içindeki bıçağı aldıktan sonra Şamdan Memet’le beraber Kubilay’ın yanına gidiyor, bıçağıyla boynundan keserek kellesini alıyor, bu suretle ordunun bir zabiti ve asil Türk evladı Kubilay, tanı bir canavarca hisle şehit ediliyor. Bununla kanmıyan Mehdi, kafayı saçlarından tutarak orada bulunan üstüvane şeklindeki taşa vuruyor ve etrafını biraz gezdikten sonra getirip bayrağın üzerine takıyor. Bu fecaat karşısında seyir ve Menemen halkından bazıları tarafından ikinci bir alkış tufanı başlıyor, bayrak eyi dikilmemiş olacaktır ki düşüyor.
Bittabi kafa da düşüyor Mehdi Memet, bayrağı elektrik direğine bağlamak için ip istiyor; bir ip halk arasından Yusufoğlu Kâmil tarafından koşarak getiriliyor ve sancak direğe bağlanıyor.”
Olay yerine gelen Hasan ve Şevki adlı bekçiler de şehit edilirler. Yetişen askeri birliğin açtığı ateş sonucu Derviş Mehmet dahil bazı göstericiler ölür, diğerleri yakalanır ve yargılandıktan sonra 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edilir.
Bugün inandığı değerler uğruna gerektiğinde canını bile verebilecek Kubilay gibi cesur aydınlara büyük gereksinimimiz var.
Ancak Kubilay’a öykünenlerin, hakkında paneller düzenleyenlerin “sahte” olabilecekleri göz ardı edilmemeli; bugün söyledikleriyle yetinilmeyip, geçmişte söyledikleri, yazdıkları ve yaptıkları da değerlendirilmeli, yanlış kararlar vermek istenmiyorsa…

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları

Diğer Yazıları