Haber Ekspres 16.09.2012
http://haberekspres.com.tr/turkiye-faik-bir-guguk-devleti-mi-makale,1505.html
Dikkat ettim, Türkiye’de bir insan veya grup, bir kavramı diline dolamışsa, amacı o kavrama ulaşmak değil, o kavramın içini boşaltmak, genellikle!
Hele hele bir gruba “ad” olarak seçilmişse, o kavramın gelecekte hiç şansı yok.
“Adalet” ve “Kalkınma” Partisi’nin ülkede bu iki kavramı, özellikle de “adalet”i ne hale getirdiğini bir düşünün! Ve de bir zamanlar dillerinden düşürmedikleri “demokrasi”yi!
Muhalefette çok “demokrat” olanların, nasıl bir “otokrat”a dönüştüğünü izlemeyi sürdürüyoruz!.
Her şey “masum ve demokratik” bir istekle başlamıştı! Tek istek kızlarımızın türbanlarıyla üniversiteye girebilmesiydi! Gerçi türbanın üstüne peruk takarak zaten girebiliyorlardı derslere, ama peruğa da gerek kalmamalıydı.
“Laik hukuk devleti” engeline takıldı bu istek! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil, tüm “hukuk” yolları da kapanmıştı ki, zamanın YÖK Başkanı Özcan fetva gibi bir açıklama yaptı. Dedi ki “Türban serbesttir; öğrenciyi dersten atan hoca olursa (hukuka uyulmasını isteyen) soruşturma açarım.” İşin en vahimi, muhalefet de “demokrasi” adına karşı çıkmadı buna ve uygulamaya geçildi! Bu kızlarımızın mezun olduklarında kamuda da çalışmayı isteyecekleri (THY’de hostes olmak gibi); zamanla türbanlarının örttüğü alanların genişleyeceği, renklerinin koyulaşacağı, kalınlıklarının artacağı ve belki de “zorunlu” hale gelebileceği göz ardı edildi!
Ve ABD’nin Irak’a götürdüğüne benzer bir “demokrasi” geldi, Türkiye’ye! Sabaha karşı baskınlar, uzun süren tutuklamalar, basılmadan toplatılan kitaplar, genişleyen içki yasakları, yıkılan heykeller!
Atatürk’ün kurduğu “Cumhuriyet”, yavaş yavaş “İran İslam Cumhuriyeti”ne dönerken, muhalefet iç çekişmelerle zaman geçiriyordu!
“4+4+4” dayatmasından sonra, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı yönetmelik değişikliği sonucu, ders kitapları hazırlanırken, “Atatürk ilke ve inkılaplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma” kriteri aranmayacakmış, artık… Oysa “Kanun ve yönetmelikler anayasaya aykırı olamaz” ve bu değişiklik, eğitim ve öğretimin “Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda” yapılmak zorunda olduğunu söyleyen Anayasa’nın 42. maddesini açıkça ihlal etmekte! Bakalım muhalefet bu konuda bir şey yapacak mı?
Anayasa Mahkemesi tarafından “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu tescil edilmiş AKP hükümeti bu cesareti nereden buluyor? Ve cumhuriyeti korumakla görevli olanlar neden bunlara göz yumuyor?
“Laiklik” de, “hukuk” da gebeliğe benzer; ya vardır, ya yoktur.
İçinde “laiklik” ve “hukuk” olmayan bir “demokrasi” ise rahmin dışında gerçekleşen “dış gebelik” gibidir! “Adet görmeyen” anne adayı “gebe” olduğunu sanır; oysa hem hayatı tehlikededir, hem de bebeğinin yaşama şansı yoktur!
Karar vermek lazım!
Türkiye “laik bir hukuk devleti” mi?
Yoksa “faik (manevi yönden üstün!)” bir “guguk” devleti mi?
Haftanın Sözü: “Bilin: Halkın ekmeğidir adalet / Bakarsınız bol olur bu ekmek / bakarsınız kıt / bakarsınız doyum olmaz tadına, / bakarsınız berbat / Azaldı mı ekmek, başlar açlık / bozuldu mu tadı, / başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.”  (Bertolt Brecht)