Nedendir bilmem, bazı Çin atasözlerini çok severim. Bunlardan bir tanesi “Sana bir kişi ‘Eşek’ diyorsa, gül geç; iki kişi ‘Eşek’ diyorsa, bir düşün; üç kişi ‘Eşek’ diyorsa, git kendine bir semer al.”
Gerçi bu sözün tam tersi gibi görünen “Azınlıklar bazen yanılır, çoğunluklar daima…” sözü de yabana atılmamalı…Â
Çin atasözleri içinde bir tanesi var ki, tam anlamıyla mükemmel. “Bir yerde küçük adamların gölgeleri büyüyorsa, orada güneş batıyor demektir.”
Sözün özü şu:
Bir kurumda veya toplumda yetkili olmamalarının yanında eğitim, unvan veya kapasite yönlerinden de yetersiz olan bazı kişilerin üst yönetimde söz sahibi olması, orada işlerin iyi gitmediğinin göstergesidir.
Çok farklı meslek gruplarından olabilen küçük adamların ortak özellikleri dalkavuklukları sayesinde mevki sahibi birçok yöneticiden daha fazla hak sahibi olmalarıdır; çok sayıda insanın tepkisini çekmeleri ve çok sayıda önemli hata yapmaları bu haklarını etkilemez.
* * *
Küçük adamları ön plana çıkaranlar, büyük görünmeye çalışarak kendi eksikliklerini örtmeye çalışan küçük yöneticilerdir. Doğru söyleyenleri ve hataları gösterenleri sevmeyen bu yöneticiler, gerçekleri saptırarak kendilerini yüceltmeye çalışan dalkavuk küçük adamları yeğlerler ve dolduruşa gelerek kendilerini “en büyük” sanmaya başlarlar. Hiç anlamadıkları konularda bile, uzmanlara danışacaklarına, engin bilgilerinden etrafındakileri mahrum bırakmamak için, uzun fetvalar verirler, tumturaklı konuşmak uğruna pot üstüne pot kırarlar. Bu küçük yöneticiler konuşurken yakınlarındaki yardımcıların ve uzmanların şekilden şekle giren yüzlerini izlemeyi yeğlerim.
Küçük yöneticiler, ellerine aydınlatma gücü zayıf bir el feneri geçirdiklerinde bütün dünyayı aydınlattıklarını sanabilirler; oysa tüm dünyayı aydınlatabilmek ancak güneşe özgü bir yetkinliktir. En iyi eleştirmen olan zaman, yakın geçmişimizdeki en parlak güneşin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu göstermektedir. Atatürk göz kamaştırıcı ışığıyla yalnızca Türkiye’yi değil, dünyamızı aydınlatmaya devam edecektir; bazıları koyu camlı gözlüklerinin ardında O’nu görmezden gelmeye çalışsalar da…
* * *
Güneşin batmasından çok da korkmamak gerek… Güneşin yeniden doğabilmesi için karanlık bir dönem kaçınılmazdır; üstelik güneşin değeri karanlıkta daha iyi anlaşılır. Ufuktaki belli belirsiz ışık güneşin yeniden doğuşunun habercisi olabilir. Güneş doğduğunda küçük adamlar da, küçük yöneticiler de, gölgeleri de ortadan kaybolur, çünkü saklanacak yer aramakla meşguldürler.