ulgenzekiok.fw

“Bilim adamı” ve “Film adamı” birbirinden nasıl ayrılır? Miiliyet Ege 06.08.2006

“Bilim adamı” ve “Film adamı” birbirinden nasıl ayrılır

Özellikle konunun uzmanı olmayanlar tarafından karıştırılabilen “bilim adamı” ve “film adamı” nın neler yapıp, neler yapmadığına bakmak gerek.


Bilim adamı önce düşünür, ardından araştırır ve bilgiye ulaşır, sonunda senteze varır, bilimsel gerçeklere ve kanıtlara dayanarak az ve öz konuşur; film adamı önce masaya, kürsüye veya unvanına dayanarak boş ve uzun, bazen de tumturaklı konuşur, ardından gerekirse (!) diğer aşamaları gerçekleştirmeye çalışır.
Bilim adamı yaptıklarının insanlığa katkısını düşünür, ilk amacı hiçbir zaman para kazanmak değildir, para uğruna doğru yoldan ayrılmaz; film adamı için ön planda olan kendi çıkarlarıdır, para için yan yollara sapabilir.
Bilim adamı için ürettiği işlerin niceliği değil niteliği, orijinalliği, bilime ve topluma katkısı önemlidir; film adamı ise niceliğe ulaşmak için nitelik kaygısı taşımaz.
* * *
Bilim adamı öğrencilerini en yeteneklilerden seçmeye çalışır, bildiklerini seve seve öğretir, sorumluluk verir onlara. Bazı yönlerden boynuz kulağı geçerse, bundan büyük mutluluk duyar; film adamınınsa ödü patlar yetenekli öğrencilerden, onların sorumluluk almalarını istemez, onlara verebileceği fazla bir şey de yoktur zaten.
Bilim adamları için öğrencileri birer fidandır, onları bir taraftan koruyup, kollarken, diğer taraftan kök salıp tek başına ayakta durabilmeleri için çaba sarf eder; film adamları ise öğrencileri hep onlara gereksinim duysun ister, öğrencilerine şoförlük, çanta taşıyıcılığı gibi önemli (!) görevleri verenler film adamlarıdır.
* * *
Bilim adamları geçirdikleri yılların sayısıyla değil yaptıkları işlerin sayısıyla öne çıkarlar, “Sen benim kaç yıllık “Ö.” olduğumu biliyor musun?” sözü film adamlarına aittir.
Film adamlarının aksine bilim adamları çok yönlüdür, sadece kendi alanları ile değil, diğer bilim alanları ve sanatla da ilgilenirler.
Film adamları bilimsel boşluklarını boş sözlerle ve uzun uğraşlarla kapatmaya çalışır, iskambil kağıtlarından inşa ettikleri binalar, laf yerine iş yapmayı seven bir bilim adamının küçük bir dokunuşuyla yıkılıverir.
Ne mutlu ki, film adamlarının sayısı çok da fazla değildir, ancak yerlerinde saydıklarından, çıkardıkları gürültü, koşan bilim adamlarına oranla hayli fazladır.
Türkiye’deki bilim adamı hangi siyasi görüşte olursa olsun Atatürk’e büyük sevgi ve saygı duyar; film adamının Atatürkçülüğü ise “rol icabı” olabilir.

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları

Diğer Yazıları