Haber Ekspres 05.02.2012
http://haberekspres.com.tr/orta-yolu-bulmak–makale,1048.html
Ünlü sosyolog ve psikanalist Erich Fromm’a göre, yeterince gelişmemiş birey ve toplumlar olayları siyah veya beyaz görme eğilimindedir; eğitildikçe ve geliştikçe gri tonlarının farkına varmaya başlarlar ve gerçek anlamda demokratik yaşam ancak böyle gerçekleşir.
Eski sağlık bakanlarından rahmetli Dr. Yıldırım Aktuna televizyonda anlatmıştı. Bakanken, şehir içinde 120 kilometre hızla giden makam şoförüne “Oğlum biraz yavaş” demiş, şoför 20 ile gitmeye başlamış.
Türkiye’de geçmişte ve bugün yaşanan birçok olay aynen böyle!
Ordunun durumu, örneğin! Evet, geçmişte ordunun gücü ve etkisi demokratik bir ülkeye göre fazlaydı. Bugünse son zamanlarda görev yapmış üst düzey komutanların büyük bölümü yargılanıyor; çoğu da tutuklu! Birçok insan bir yılı aşkın zaman zor koşullarda askerlik yaparken; bazıları parasını ödedi ve bir gün bile askerlik yapmadı…
Demokrasi ve insan haklarını ele alalım! Dün türbanlı kızlarımızın eğitim hakları elinden alınıyor diyenler, bugün anayasal bir hak olan “parasız eğitim” isteğiyle pankart açan gençlerin 19 ay tutuklu olarak hapis yatmaları karşısında sus pus! Dün şiir okuduğum için hapis yattım diye feryat edenlerse, bugün ne ile suçlandıklarını bile bilmeden yıllardır tutuklu yargılananlar karşısında dut yemiş bülbül!
Gelelim adalete! “Üstünlerin hukuku” yerine “hukukun üstünlüğü” gelecek diyerek ve halkın hapı yutması sağlanarak yapılan değişikliklerle “hukuk” hiçbir zaman olmadığı kadar “üstünlerin” (!) elinde artık. Anayasa Mahkemesi’nin “hukukçu” olan üyelerinin tümü tarafından “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu tescil edilmiş bir parti, ülkeyi yönetmeye devam ederken, ülkeye “ileri demokrasi” getirdiğini iddia ediyor! Laiklik olmaksızın gerçek demokrasi olabilirmiş gibi etkinliklerini sürdürüyor!
Ve eğitim ! Anayasamıza göre “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda” yapılmak zorunda! Milli Eğitim “Temel” Kanununun “temel” maddesine göre ise “Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı! !Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek”! Peki durum ne?
“Cumhuriyet ilkesinin, yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslam’la bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum“ diyen ve “intihal” nedeniyle unvanı geri alınmış bir kişinin “Milli Eğitim Bakanı” olmasının ardından, laik ülkemizin başbakanı, eğitimin amacının artık “dindar gençler yetiştirmek” olduğunu söylüyor.
“Hukuk” ve “basın” frenlerinden yoksun, giderek hızlanan “AKP” adlı hızlı trenin üzerinde yol aldığı rayların, treni devirmeden taşıması giderek zorlaşıyor.
“Kantarın topuzunun fazla kaçması”, “vur deyince öldürmek” deyimlerimiz ne güzel anlatıyor yaşadıklarımızı! Ya 120 ile gidiyoruz, ya 20 ile… Şunun 50’sini, 55’ini bir bulabilsek!
İnsanlar kendileri için istedikleri hak ve özgürlükleri başkaları için de isteyebilseler; kendi gruplarının düşüncelerinin “tek değişmez doğru” olduğu düşüncesinden bir sıyrılabilseler… Gücü ellerine geçirenler, kendileri gibi düşünmeyenlerin haklarını gasp etmekten bir vazgeçebilseler! Merdivenleri çıkarken rastladıkları insanlarla, inerken de karşılaşacaklarını bir öngörebilseler!
Siyah beyazı bırakıp, gri tonlarının varlığını bir fark edebilsek!
Bülent Ortaçgil bir şarkısında Türkiye’deki “garip” olayları sıralayıp, her birinin ardından “Normal!” dedikten sonra, şu soruyla duygularıma tercüman oluyor:
“Yoksa ben miyim anormal?”
Haftanın sözü: Öneriniz açık, mantıklı, entelektüel açıdan dürüst bir çözüm getiriyor, sorunumuza. Oysa, siyasette böyle bir öneri başvurulabilecek en son yol olur ancak. (Bernard Shaw)