Haber Ekspres 29.01.2012
http://haberekspres.com.tr/ataturk-olumsuz-mu-makale,1034.html
Son yıllarda Atatürk’le ilgili yazılmış en tartışmalı kitap “Ölümsüz Atatürk” (Bağlam Yayıncılık) adını taşıyor. Yazarlardan Vamık Djemal Volkan 1930 Kıbrıs doğumlu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu! ABD vatandaşı olan Volkan, başta Virginia Üniversitesi olmak üzere, Amerikan üniversitelerinde psikiyatri profesörü olarak çalışmış ve kırk kadar kitap yazmış.
Volkan’ın tarihçi Norman Itzkowitz ile birlikte yazdığı “Ölümsüz Atatürk” kitabını yıllar önce bir solukta okumuş ve beğenmiştim. Bu kitaba temellenen yönetmen Tolga Örnek‘in uluslararası ödüllü “Atatürk” belgeselini de ilgiyle izlemiştim. Ancak, aynı yönetmenin içinde “Atatürk” bulunmayan “Gelibolu” belgeselini izleyince “Ölümsüz Atatürk” kitabıyla ilgili kafamdaki soru işaretleri artmıştı.
ABD’de 1984’te basılan kitabın Türkiye’de basımı (1998) neden on dört yıl sürmüş, piyasada bulunmamasına rağmen ikinci baskı neden yedi yıl sonra yapılmıştı? Kitaptaki iddiada, Atatürk’ün kişilik yapısı olarak, neden “narsist” veya her yerde kabul edilmiş sözlük karşılığı “özsever” kullanılmamıştı da, “görkemli” gibi bir sözcük icat edilmişti? (Kitabın sunuş bölümünde “görkemli kişilik yapısı olarak tercüme ettik” deniyor) Yoksa olası bir davayı önlemek için “takiye” mi yapılmıştı?
Kitapta önemli bir yeri olan öyküye göre Atatürk doğmadan önce ölen üç kardeşinden Ahmed “ölümünden sonra sahil kenarındaki kumlukta açılan bir mezara gömülmüştü; ancak gece dalgalar cesedi yerinden çıkarmış, çakallar çocuğun ölü bedenini parça parça etmişlerdi.” Öykünün kaynağı olarak Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam” kitabının birinci cildinin 35. ve 36. sayfaları verilmiş. Kitabı açtım, saatlerce araştırdım, böyle bir bölüme rastlamadım, acaba neden? Dünyanın herhangi bir yerinde deniz kıyısında, üstelik de kumlukta, dalgaların ulaşabileceği yerde bir Türk mezarlığı gördünüz mü? Dalgalar mezara ulaşsa da toprağı derinlemesine oyabilir mi? Güvenim sarsılmıştı!
Yazar Erol Bilbilik “Amerikaperestler” adlı kitabında (Destek Yayınları) “Ölümsüz Atatürk” kitabının İngilizce aslı ile Türkçesi arasında birçok farkın bulunduğunu; örneğin İngilizce baskının “Acknowledgements” bölümündeki “çalışmaların Lucius N. Littauer Vakfı Başkanı Harry Starr, Frederick Scott Jr. ve Susan Scott tarafından sağlanan parasal destekle yürütüldüğü” bilgisi, Türkçe baskıda yer almadığı için, kitabın ABD tarafından finanse edildiğinin anlaşılamadığını bildiriyor.
Bilbilik ayrıca Vamık Djemal Volkan’ın Beyaz Saray Siyaset Psikolojisi eski Danışmanı olduğunu; 2005, 2006 ve 2007’de Nobel Barış Ödülü‘ne aday gösterildiğini (2008’de de gösterildi); ders vermek için 2007’de Türkiye’ye geldiğinde “Kürt Sorunu”na da el attığını; 1999’da basılan “Kanbağı” adlı kitabında (Bağlam Yayınları) eşkıya başı üzerine bir psikobiyografik inceleme yaptığını; Kimlik Adına Öldürmek (Everest Yayınları) kitabında ise bir dipnotta “!Bu terör eylemleriyle halk Türkiye’de vatandaşlar arasındaki etnik farklılıkları daha açık görmeye başladı” yazdığını anımsatıyor.
“Ölümsüz Atatürk” kitabının ve kitaptan önemli izler taşıyan Can Dündar‘ın “Mustafa” filminin ortak amacı, Atatürk’ü bulunduğu yüksek yerden aşağıya indirerek, sorunları ve zaaflarıyla (!) “insan” yönünü ortaya koymak; halkın gözünde “ölümsüz (tanrısal)” olan Atatürk’ü “ölümlü (insan)” hale getirmek!
Peki Atatürk ölümsüz mü?
Evet, tanrısal değil ama ölümsüz! Çünkü miras olarak bıraktığı “aklın ve bilimin yolunu” izleyenler; O’nu, düşüncelerini ve devrimlerini yaşatmaya devam edecekler.
Atatürk’ü öldürmenin tek bir yolu var:
“Aklı ve bilimi öldürmek!”
Ha gayret!
“Haftanın Sözü” yerine bir öneri: Meclis’te oybirliğiyle şöyle bir karar alınsın: “Türkiye’de düşünce özgürlüğü vardır; gün gibi aşikâr olan Fransızların Cezayir Soykırımı’nın olmadığını iddia etmek bile serbesttir.”