Bir yıl kadar önce yazdığım bir yazıda gençleri sigara alışkanlığından korumaya ve kurtarmaya yönelik olarak TBMM’ye sunulan kanun taslağını “Kafeler, internet kafeler, elektronik oyun merkezleri ve benzeri yerlerin her türlü kullanım alanlarına tütün yasağı getirmesi”, “
Lokanta ve kafeterya gibi yerler ile otel ve benzeri konaklama mekanlarının kapalı alanlarında ise tütün içenler için ayrı yerler düzenlenmesi” gibi önerileri içermesi nedeniyle son derece olumlu bulduğumu bildirmiş, ancak “altıncı hissimin bu taslağın bir yerlerde takılacağını söylediğini” yazmıştım. “Umarım yanılıyorumdur” da demiştim, ama ne yazık ki “yanılmamışım”.
* * *
Nükleer sızıntıya bağlı radyasyonun yol açtığı en büyük faciada Çernobil’de 35 insan ölmüştü; radyasyonun geç etkileri sonucu ölen insan sayısının da 30 bine kadar çıktığı öne sürülüyor. Sigara ve tütün ürünlerine bağlı hastalıklardan ise yılda, ülkemizde 100 bin, dünyada 5 milyon kişi ölüyor. Gelişmiş ülkeler, artan halk sağlığı bilinci sonucu, satışlarını Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kaydırma amacını güdüyorlar. Şimdiki eğilimlerin sürmesi durumunda 2025 yılında ülkemizde 250 bin kişinin sigaranın yol açtığı hastalıklardan ölmesi bekleniyor.
* * *
Türkiye’de hiç önemsenmeyen sorunlardan biri de pasif içicilik; yani sigara içmemekle birlikte, sigara içilen bir ortamda bulunanların durumu. Pasif içiciliğin, başta hamileler ve çocuklar olmak üzere, zararları tıbbi olarak kanıtlanmış durumda.
İnternette dolaşan bir fotoğrafta, ünlü sigara reklamındaki kovboyun atı tam anlamıyla nalları dikmiş, başındaki kovboy kara kara düşünüyor ve bir yazı:
“Pasif içicilik öldürür…”
* * *
Ev ortamındaki pasif içiciliği önlemek, yalnızca eğitim ve halkı bilgilendirmekle olası; oysa toplu alanlarda alınabilecek birçok önlem var. Sigara içilebilecek odalar oluşturmaksızın, sigara içmeyi önlemek güç olsa da, İzmir’deki bazı kurumların giriş kapılarında artık “Bu kapıdan sonra sigara içilmez” yazısı yer alıyor. Konak Kuduz Tedavi Merkezi’ni ve özellikle Çakabey Koleji’ni bu başarılarından dolayı kutluyorum, diğer okul ve sağlık kuruluşlarını bu kampanyaya öncülüğe davet ediyorum.
İzmir’de ve çevre illerde çocuklarımızla gidip dumansız bir ortamda yemek yiyip, bir şeyler içebileceğimiz ve alışveriş yapabileceğimiz yer sayısı da son derece kısıtlı. Tamamen sigarasız veya en azından pasif içiciliği önleyen bu tip mekanları bildirirseniz, sevgili Deniz’in izniyle yayımlamaya çalışacağım.
Siz de TBMM’ye sevk edilmiş bulunan kanun teklifini desteklemek amacıyla Türk Toraks Derneği’nin http://www.toraks.org.tr/imza_kampanyasi_form.php internet adresindeki formu doldurabilirsiniz.
Dumansız ve sağlıklı günler dileğiyle.