Geçtiğimiz hafta farklı alanlarda zirveye çıkmış iki değerli insanın yolları Celal Bayar Üniversitesi’nde kesişti. Her yönüyle örnek hukuk adamı Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na “Fahri Doktora” verilmesinin ardından, yılların eskitemediği büyük sanatçı Alpay; sesiyle, müziğiyle, samimiyetiyle ve gençlere taş çıkartan atletik hareketleriyle izleyenleri coşturdu.
Tamamen rastlantısal olarak gelişen bu kesişme Kanadoğlu ve Alpay’ın birçok ortak yönünü de ortaya çıkardı. Her ikisi de aynı yıl doğmuş ve biri İstanbul’da, diğeri Ankara’da aynı yıl hukuk fakültesini bitirmişlerdi. Kanadoğlu’nun en çok beğendiği sanatçı Alpay, Alpay’ın en çok takdir ettiği hukuk adamı Kanadoğlu idi. Geç saatte biten konserin ardından kaldıkları misafirhanede başladıkları sohbet neredeyse sabaha dek sürdü.
* * *
Celal Bayar Üniversitesi Senatosu, Kanadoğlu’na “Fahri Doktora” unvanını “Kırk üç yılını verdiği meslek yaşamında ve emeklilik döneminde, büyük Atatürk’ün tarihte yeni bir sayfa açarak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri ile Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda devletin yargı erkinin siyasallaştırılmasına karşı, yargının tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü koruyan; bilimsel temellerin üzerinde kurulan Atatürk Cumhuriyeti yerine, bilim dışı devlet özlemi duyanlara karşı duran üniversitelerin yanında yer alarak, onlara daima destek olması” gerekçesi ile vermişti.
Kanadoğlu’nun tören sırasında özellikle yargının siyasallaşması konusunda yaptığı saptamalar çok önemliydi.
“Kuvvetler ayrılığı ilkesinin; yasamanın ve yürütmenin, yargının işlevine karışmaması olarak algılanması gerekir. Bugün gördüğümüz manzara, gerek Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, gerek Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi’nde olduğu gibi kurulan araştırma komisyonlarının tıpkı bir soruşturma komisyonu olarak yargının işlevine müdahale etmesi biçiminde ortaya çıktı. Bu Anayasaya aykırıdır. Bağımsız olmayan bir yargı, çaresiz olarak siyasallaşır. Siyasallaşmış bir yargının kendisini siyasallaştıran güçlere bağımlı kaldığının tarihte örneği yoktur. Hangi siyasi iktidar kendisine bağlı bir yargı yaratmak istediyse, yaratmak istediği bu yargı, zaman içerisinde bir bumerang gibi dönüp, o siyasi iktidarı vurmuştur. Müdahaleyi son Danıştay katliam girişiminde de gördük. Hükümet tarafından yürütülmeye çalışılan soruşturmanın bugüne kadar bir örneği yoktur. Hiç kuşku yok ki Danıştay’daki katliam girişimi sadece yargıya değil, gerçekte laik demokratik cumhuriyete karşı yapılmış bir girişimdir.”
Türkiye’nin Sabih Kanadoğlu ve Alpay gibi düşünceleriyle, sanatlarıyla, eylemleriyle, prensipleriyle, cesaretleriyle halk tarafından benimsenmiş, genç kalmayı başarmış ve gençlerin örnek alabilecekleri bireylere çok gereksinimi var.
İyi ki varsınız…