ulgenzekiok.fw

Atatürk’ün dikte ettirdiği şiir

Bugün için yirmi binden çok internet sitesinde Atatürk’ün yazdığı bildirilen “Hakikat Nerede?” başlıklı şiir konusunda beş yıl kadar önce bir yazı yazmıştım. Ancak derinlemesine araştırınca işin aslının oldukça farklı olduğunu gördüm ve paylaşmak istedim.

3 Şubat 1932 gecesi Darülaceze yararına bir baloda Atatürk, Galatasaray Lisesi edebiyat öğretmeni ve yazar İsmail Habib’e (Sevük) “edebiyatın tanımı”nı sorar. Altı kez okuduğu “Türk Teceddüt (Yenilik) Edebiyatı” kitabının yazarından “Bilmiyorum. Biz tarihimizi de bilmiyorduk; yol gösterdiniz. Edebiyatımız için de yol gösteriniz” yanıtını alan Atatürk, sekiz ay sonra Vali Konağı’ndaki bir sünnet düğününde yeni bir “sınav” uygular İsmail Habib’e! “Bize içinde hiç Arapça, Acemce kelime olmayan saf Türkçe bir koşma’ yazacak ve bunu makamla okuyacaksınız!” der.

İsmail Habib balkonda “genç şairlerden birine ait” Tuna hakkındaki bir şiirin bazı sözcüklerini değiştirerek saf Türkçe hale getirir. Şiiri inceleyen Atatürk “Olmamış, al eline kalemi kâğıdı! Tuna’yı ben fikren dikte ettireceğim. Onları sen bir şekle koyacaksın” dedikten sonra “Tuna Üstündeki Ses” başlığı altında şu dizeleri yazdırır:

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır

Tuna yalıları Türk diyarıdır.

Ne vakitten beri diyemem, bilmem,

Bilinen tarihler bilemez bunu,

Onun söylenmesi asıl tarihe kaldı.

Odur söyleyecek doğrulukları.

Dinleyin sesini asıl tarihin:

Eğri tarihi gömüp, doğru tarihe gidin!

Nehirlerdir Türk’ün şaşmaz mühendisleri,

Her nehir Türk’ü bilir ve Türk bilir her nehri,

Tuna’nın da kıyısından gitti eski Türk,

Geçti eski Türk, Tuna’yı da yararak,

Kaç defa, hangi defa sormayınız nafile,

Bilemez tarih bile.

Tarih güdük, sökün büyük,

O kadar çok Tuna’dan geçtiği günlerde Türk’ün.

Tuna’nın üstü, Tuna’nın altı,

Olmuştu daima Türk’ün vatanı,

Tuna’ya ruh oldu, Tuna’da yatan Türk,

Tuna yalnız vatan değil, yeni vatanlara

Türk’ü götüren eski bir yoldur Tuna

Türk o yolla gitti Batı eline,

Orada rastladı binbir ellere.

Hepsini yapmak istedi adam,

Gerçi çok muvaffak oldu çabalayışta.

Fakat kendisi çekildi Alp’ler üstüne!

Gördüğü manzara garipti O’nun;

Çok “insanım” diyenler adam olmuştu,

Alp’ler tepesinde Türk’üm diyenler,

Adam olmayanlara hayret ettiler!

Onlar biziz, biz onlarız;

Onlara bağırdan bağırarak taparız,

Türkler atalarına taparlar,

Onlar biziz, biz onlar:

Doğudan gelen biz, Batıdan yine biz,

Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.”

Evet; şiirin aslı böyle!  Atatürk’ün tarih konusundaki düşüncelerini yansıtması açısından da değer taşıyan bu şiiri İsmail Habib Sevük “! Tuna’dan coşarak gelen bu sözler kulağımda ayrı bir ses, kafamda başka bir genişlik, dimağımda yeni ufuklar açtı” şeklinde değerlendirmiş, “Tuna Üstündeki Ses, sana ne kadar minnettarım; kendimizi bildim” demiştir. “Atatürk ve şiir” ayrı bir yazı konusu!

U – N – U – T – M – A – Y – A – C – A – Ğ – I – Z

U – N – U – T – T – U – R – M – A – Y – A – C – A – Äž – I – Z

Haftanın Sözü: İnsanın değeri ve büyüklüğü, geleceği görebilme yeteneğine sahip olması iledir. Bu da geçmişi iyi bilmekle olasıdır. Chilon

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları

Diğer Yazıları