Haber Ekspres 04.09.2011
http://haberekspres.com.tr/tren-giderek-hizlaniyor-makale,741.html
İki ay kadar önce, demokrasi ile tren arasındaki benzerlikleri yorumlamış; demokrasiyi yönetenlerin “hızlanabilmek” amacıyla “hukuk” ve “basın”dan oluşan iki “fren” mekanizmasını ortadan kaldırma çabalarının “güvenlik sorunu” yaratabileceğini yazmıştım.
Aradan geçen kısa zamanda “tren”in beklediğimden de daha yüksek bir hıza ulaştığını görünce sağıma soluma bakındım. Eskiden tüm vagonlarda boylu boyunca uzanan, acil durumlarda yolcuların da çekerek treni durdurabileceği acil fren telini aradı gözlerim, boşu boşuna! Bulamayınca ikinci ve son olarak bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Yazmamam mı gerekirdi yoksa? “Bal tutan parmağını yalar” diyerek, “aşırı bal tüketimi” nedeniyle tehlikeli ölçüde “semirenlere” methiye düzemezdim; ama çoğu insan gibi “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek “çiçekler ve böcekler” üzerine döktürebilirdim!
Neden mi yazıyorum bu yazıyı? Çünkü ben bu treni seviyorum! İster önde, ister arkada olsun; tüm vagonlarını! Hangi ırktan, hangi renkten, hangi dinden, hangi siyasi görüşten olursa olsun içindeki tüm insanları! Bizim vagondakiler belki kızacak, ama böyle hızlı ve kuralsız kullanarak treni ve içindekileri tehlikeye sürükleyenleri de anlamaya çalışıyorum. Belki de her yönden yükselen “En büyük makinist, bizim makinist” seslerinin etkisiyle, yaptıkları hızın iyi bir şey olduğunu düşünüyorlardır!
Bir zamanlar karşılarında topuk selamı vererek, hazırolda bekledikleri insanlar, güçten düşünce onları eleştirenleri görünce Barış Manço geliyor aklıma: “Dünya dönüyor dostlar!– !Ben dönmüşüm çok mu?” Hele bir de öğüt vermeye kalkmıyorlar mı? Cem Karaca’nın şarkısı çınlıyor kulaklarımda: “Düştüm mapus damlarına – Öğüt veren çok olur – Toplasan o öğütleri – Burdan köye yol olur”!
Treni kullananlara ve onların dışında treni yavaşlatabilme erkine sahip olan “hukuk” ve “basın” insanlarına birkaç sözüm var. “Bu tren hepimizin: O’na bir zarar gelirse hepimize zarar gelir. Trenin hangi hız sınırları içinde ve nasıl’ kullanılacağına yönelik, tüm gelişmiş ülkelerde geçerli kurallara uyalım. O kurallar hükmünde’ yeni kurallar koyduğunuzda, trenden yükselen seslerin kesilmesinin nedeni, insanların içlerinden dua okumaya başlaması olabilir.”
Muhalefeti sesini yükseltmeye; iktidarı, hukuku ve basını bu sese kulak vermeye davet ediyorum, son olarak!
Bu haftanın sözü benden: “Bumerangı hızla fırlattığınızda, dönüp kafanıza çarpma riski vardır.”