Haber Ekspres 26.06.2011
http://haberekspres.com.tr/demokrasi-%E2%80%93-hizli-tren-iliskisi-makale,626.html
“Hızlı tren”le arasındaki ilişkiyi anlamak için “demokrasi”ye bakalım öncelikle! Demokrasilerde iki önemli fren mekanizması var: Hukuk ve basın!
İktidar partisi daha hızlı yol almak istediğinde bu iki mekanizma devreye girer ve der ki “İktidar da olsan yetkilerin sonsuz değildir, hukukun tanıdığı hız sınırlarına uymak zorundasın. Bu kurallar senin için konmadı; senden önceki iktidarlar da uydu, bu kurallara!”
Yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsızlığı temeline dayanan demokratik hukuk sistemleri kurallara uymayanlara cezasını keserken, basın da iktidar – muhalefet ayrımı yapmaksızın kıyasıya eleştirir siyasetçileri! Hatta yaptırım gücünü elinde bulunduran iktidara daha çok yüklenir.
Yani demokrasinin sigortasıdır hukuk ve basın! Hani eski tip sigortalarda bir uçtan diğerine uzanan sigorta telleri vardı ya, onlara benzer. Bazıları sigorta atmasın diye kalın tel takarlardı sigortaya! Oysa telin ince olması sistem aşırı yüklendiğinde kopmasını sağlayarak devreyi kesmek; böylece elektrikli araçların zarar görmesini, hatta yangın çıkmasını önlemek içindi.
Son halkoylamasının ardından yapılan atamalarla yargının fren mekanizması büyük oranda ortadan kalktı. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay diyor ki “Türkiye’de ilk kez hakkında hiçbir mahkumiyet kararı olmayan bir milletvekili, kanıtlanmamış iddialar nedeniyle hapiste tutulmaktadır.” Başka söze gerek var mı?
Basın kuruluşlarının önemli bir bölümünün iktidara yakın çevrelerin eline geçmesi, kalanının da maliye ve yargı kıskacıyla köşeye sıkışması, topluma mal olmuş birçok gazetecinin gazetelerini veya görevlerini bırakmak zorunda kalması gibi gelişmelerin üzerine; basılmamış kitapların toplatılması, yazmayı sürdürenlerin örgüt üyesi olduklarının ortaya çıkmasıyla “basın freni” de yok artık!
Yani ne el, ne de ayak freni var artık demokrasimizin; iktidar artık dilediği hızda yol alabilir. İşte bu hız bana bir “hızlı tren”i anımsattı.
Kasım 2009’da Eskişehir yakınlarında bir hızlı tren raydan çıkmıştı. Makinist kazaya trenin “fren sistemindeki arızanın” neden olduğunu söylerken, TCDD yaptığı inceleme sonrasında şu sonuca vardı: Suçlu; “treni bilgisayarlı otomatik sistemden çıkararak, kendi inisiyatifiyle kullanan” ve “30 kilometre hızla girmesi gereken makas değişiminin olduğu yola, 105 kilometre hızla giren” makinistti. Çünkü “otomatik sistemde trenin güvenli hız sınırını aşması, teknik olarak mümkün değildi”.
Sonuç: Binmişiz bir alamete, gidiyoruz! Neyse ki makinist iyi!
Haftanın sözü: Ölçülü eşitliğe dayanmayan, herkese kendi hakkını vermeyen hiçbir yönetim sürekli olamaz. Aristoteles