Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından 2007’nin “Dünya Mevlana Yılı” ilan edilmesinin ardından Mevlana’nın düşüncelerinin gündeme gelecek olması olumlu bir gelişme.Â
Mevlana’yı araştırırken beni en çok şaşırtan görüşleri insanın evrimleşmesi ile ilgili olanlardı. Son günlerde gündeme gelen yaradılış ve evrim teorisi tartışmalarına da ışık tutabilecek bu görüşleri Prof. Dr. İsmail Yakıt’ın “Batı Düşüncesi ve Mevlana” kitabından (Ötüken Yayınevi) aktarmaya çalışacağım.
Mevlana’nın Fihi Mafih (Ne Varsa İçindedir) adlı eserinden:
“Mesela önce toprak ve cemaddın (cansızdın), seni bitki alemine getirdi; bitki aleminde ‘alaka (kan)’ ve ‘mudğa (et)’ alemine sefer ettin. İşte keramet budur… Bunu inkar etme ve sana bundan haber verirlerse kabul et.”
* * *
Divan’da yer alan gazellerden birkaç dize.
“İlkin, maden idin, sonra bitki, ‘Bilahare hayvan oldun: Bu gözlerinden nasıl gizli kalacaktır?’ Bundan sonra, bilgi, akıl ve imanla donatılmış insan oldun.”
Ünlü Mesnevi’sinde de birkaç yerde benzer sözler yer alıyor: “Ben de cansız varlıktan oldum, biten, boy atıp gelişen nebat (bitki) oldum; artık ölüp azalmaktan, noksana düşmekten ne diye korkacakmışım?”, “Hiçbir şeyden haberi olmayan cansızlardan, gelişip boy atan bitkiye, bitkiden yaşayış, dertlere uğrayış varlığına. Sonra güzelim akıl-fikir, ayırt ediş varlığına geldin; ondan sonra da beş duyguyla altı yönün dışına varacaksın.”
* * *
Mevlana’nın bu görüşleri, Atatürk’ün İslam dini için söylediği “Bilince aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor.” sözleri ile de bire bir örtüşüyor.
Peki Mevlana’nın yüzyıllar önce evrim konusunda geldiği bu noktaya Hıristiyanlık ne zaman ulaşabilmiş? Özdemir İnce Hürriyet’teki 12.03.2006 tarihli yazısında yer verdiği Papa II. Jean Paul’ün 1996 yılında yazdığı mesaj bu soruyu yanıtlayabilir. “Yeni bilgiler bizi evrim teorisinin bir varsayımdan öte olduğuna inanmaya itti… Birbirinden bağımsız çalışmaların önceden kararlaştırılmamış, uydurulmamış sonuçlarının aynı noktada birleşmesi, teorinin lehinde bir kanıt olarak yeterli.”
Bugünün bilimsel verileri ile evrim teorisi “teori” olmaktan çıkmış, “gerçek” olmuştur. Mevlana’nın bu düşünceleri 13. yüzyılda öne sürdüğünü göz önüne aldığımızda, bazı insanların bizleri (en az) ne kadar geriye götürmeye çalıştıkları da ortaya çıkıyor.