Dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildir ”yönetici olmak”; zor koşullarda bile hızlı ve doğru kararlar vermeyi gerektirir. Örnek mi? Diyelim ki; laik Türkiye Cumhuriyeti’nin bir makamında oturuyorsunuz ve bir salonunuzda gerçekleştirilecek kültürel etkinliğe türbanlı katılım
istemiyorsunuz. Ya türbanla gelebilecek kişilere dolaylı ve nazik bir yolla durumu hissettirirsiniz ya da tüm davetiyelere nasıl bir kıyafetle gelinmesi gerektiğini yazarsınız. Bir veya birkaç kişiyi telefonla uyarmak yanlıştır. Ayrıca halka açık salondan çok daha kamusal alan olan makamınızda türbanlıları ağırlamamanız, ağırladıysanız basına yansıtmamanız, basına yansıttıysanız internet sitenizde yayımlamamanız gerekir.
* * *
İskender, felsefenin duayeni Aristo’ya bir mektup yazar. ”Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için ülkenin ileri gelen insanlarına ne yapmalıyım?” diye sorar. ”1-Onları sürgüne mi göndereyim? 2-Onları hapse mi atayım? 3-Onları kılıçtan mı geçireyim?”
* * *
Aristo’nun bu sorulara yanıtları: ”1-Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar. 2-Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar. 3-Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.”
Ve şu çözümü önerir:
”İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin, birbirleriyle savaşınca hakem olarak kendini kabul ettireceksin ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.”
* * *
Günümüzde de birçok yönetici tarafından tercih edilmektedir, Aristo’nun ”böl-yönet” politikası. Çünkü çok kolay, basit ve hızlı bir yöntemdir. Yöntemin temelinde kişiler veya gruplar arasındaki farkların (din, mezhep, dil, ırk, siyasi görüş…) belirlenmesi ve çeşitli yollarla bu farkların abartılarak gündemde tutulması, tarihteki bazı olaylar kaşınarak yara haline getirilmesi yatar. Bu yöntemi uygulamaya çalışanlar içi boş sloganları, ayak oyunlarını seven, art niyetli küçük insanlardır ve küçük insanlarla çalışmayı severler.
* * *
İyi niyetli, büyük insanlarsa çok daha zor olan ve uzun zaman gerektiren ”birleştir-yönet” sistemini tercih ederler. Bu sistemin amacı toplumun ortak çıkarı doğrultusunda gelişerek, ilerlemek; temeliyse ortak amaçlar ve çıkarlar doğrultusunda çalışmaktır. Tarihteki olumsuz olaylara silgi çekilmeye, insanlar-gruplar barıştırılarak bir araya getirilmeye çalışılır. Zor olmasının yanında, tehlikeleri de vardır bu yöntemin. Örneğin ”A” ve ”B”yi barıştırmak için, ”A” ile konuştuğunuzda ”B” veya ”C” tarafından ”A’nın adamı” olmakla suçlanabilirsiniz.
* * *
”Birleştir-yönet” politikasının en iyi taraflarından biri de ”böl-yönet” politikasına bağışıklık sağlamasıdır. ”Bir arada” olmanın güzelliklerini tadan topluluklar ”bölücü” zehirlere karşı direnç kazanırlar. Dünyada ”birleştir-yönet” politikasını en iyi uygulayan kişi ”Mustafa Kemal Atatürk”tür. İlke ve devrimlerinin ”raphel dozlar” şeklinde anımsatılması ”bölücülük” zehrine karşı ”en etkili panzehir” olacaktır.