ulgenzekiok.fw

Bahçeli’nin söylemleri ve bir çözümleme

Cumhuriyet Gazetesi, 02.10.2025

Olaylar Ve Görüşler yazdı : Bahçeli’nin söylemleri ve bir çözümleme | Cumhuriyet

Türkiye’nin çözülmesi en güç politikacısı olan Bahçeli’yi çözmeye başlamıştım ki Türkgün gazetesinde üç gün boyunca Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ) ittifakı konusunda söylediklerini okuyunca, yeni bir düğüm oluştu. Söylediklerinde samimi ise Bahçeli’nin yakında erken seçim isteyebileceğini düşünüyorum, neden mi?

Önce “Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun” sözlerinin anlamını çözmeye çalışalım. 23 yıl önce yayımlanmış bir dergi buna ışık tutabilir.

2 Haziran 2002 tarihli Aydınlık dergisinin Bahçeli portreli kapağının başlığı “Bahçeli, PKK’yi yasallaştırıyor”, üst başlığı ise “ABD ve Lozan’a karşı PKK’yi ateşe sürdü” şeklinde. Bahçeli’nin o tarihteki benzer söylemleri, derginin dördüncü, beşinci ve altıncı sayfalarında yer alan “Bahçeli, PKK’yi yasallaştırıyor” başlıklı bir inceleme özetle şöyle yorumlanmış:

Bahçeli’nin “Pekin”den yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) “idamın kalkması” ve “Kürtçe eğitim” taleplerinin “müzakere edilebileceğini” bildirdiğine dikkat çekilmiş ve Bahçeli’nin ileri sürdüğü şu beş şartın aslında AB’nin Türkiye’den istediği şartlar olduğu belirtilmiş:

1. Öcalan dosyası hemen TBMM’ye sevk edilsin ve TBMM bu konuyu karara bağlasın.

2. Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan, İmralı’dan F tipi cezaevine nakledilsin.

3. AB KADEK’i (terör örgütü PKK’nin sözde siyasi kanadı) terörle mücadele listesine alsın.

4. PKK yönetici ve militanları devlete teslim olsun.

5. PKK ve KADEK terörden tamamen vazgeçtiklerini ilan etsin.

‘YENİ SEVR’ SENARYOSU

Bu şartlarla, TBMM’den idam kararı çıkmayacağını bilen Bahçeli’nin sorumluluğu diğer partilere yüklemeyi hedeflediği, F tipine nakli isteyenin bizzat Öcalan olduğu, PKK yöneticilerinin “demokratikleşme” adını verdikleri planın uygulanması durumunda teslim olmaya hazır olduklarını ilan ettikleri, PKK ve KADEK yöneticilerinin terörden vazgeçtiklerini zaten sürekli dile getirdikleri vurgulanmış. PKK ve KADEK yöneticileri muhatap kabul edildiğinde üçüncü şartın anlamının kalmadığı da öne sürülmüş ve plan Lozan’a karşı “yeni Sevr senaryosu” olarak nitelendirilmiş.

Bahçeli’nin bu açıklamasından yalnızca 35 gün sonra Bahçeli “erken seçim” isteyerek DSPMHP-ANAP koalisyonunu bozarak AKP iktidarının ilk adımını atmış, bu gelişmelerden yalnızca 1.5 yıl sonra da ABD, kitle imha silahları geliştirdiği gerçek dışı suçlamasıyla Irak’ı işgal edip, Saddam’ı yakalamış.

İşin ilginci de Bahçeli’nin bu kez yine “Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun” açıklamasından yalnızca 35 gün sonra Colani (Ahmet Şara) Suriye’de Esad’a karşı saldırıya geçti; İsrail güvenlik gerekçesiyle Suriye’nin güneyini işgal ederken Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde benzer bir girişimde bulunmak yerine, Bahçeli’nin sözlerini tartışıyor, cambaza, yani Öcalan’a bakıyordu.

23 yıl önce, PKK ile ilgili sözlerini Irak parçalanmadan önce “Pekin”den dile getiren Bahçeli’nin, Suriye parçalandıktan sonra “TRÇ ittifakı” önermesi de kuşkusuz ilginçtir.

Dün söylediğinin tam tersini söyleyebilen Bahçeli, bu söylemlerin çok uçlarda olması sayesinde sürekli gündemin en üstünde yer alırken, gerçek hedef ile bağlantılarını perdeleyebiliyor.

CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI

Bahçeli’nin bugünlerde Türkgün gazetesinde söyledikleri, antiemperyalist Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle son derece uyumlu ve bunları ABD’ye göbek bağı ile bağlı AKP ile gerçekleştirmesi olanaksız. Sözlerin, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile yaptığı görüşme sonrasında ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ardından, MHP seçmeninin de sevdiği bir isim olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik soruşturmalar açıldığında söylenmiş olması da dikkat çekicidir.

Gerçekçi olmak gerekirse hakkında açılmış bu kadar dava varken, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi artık güç ve parlamenter sisteme geçildiğinde “başbakan adayı” olarak gösterilme olasılığı yüksek.

Sonuç olarak, 23 yıl önceki söylemlerini tekrarlayan Bahçeli, TRÇ konusunda samimiyse eylemlerini de tekrarlayabilir, yani yakında Cumhur İttifakı’nı bozup, “erken seçim” diyebilir. Namuslu olmasıyla tanınan ve hakkında açılan soruşturmalar ters tepecek olan Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığında, CHP-MHP işbirliğine Zafer Partisi ve İYİ Parti de katılabilir. “Atatürk çatısı” altında böyle bir işbirliği gelişirse belki de yakında: “Her şey yeniden çok güzel olur.”

Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları