9 Eylül Gazetesi, 13.05.2024
https://www.dokuzeylul.com/ozel-arinc-ve-kanadoglu
Kimileri ‘yumuşama’ dese de CHP genel başkanı olduktan kısa süre sonra partisini büyük bir zaferle birinci parti yapan Özgür Özel’in tercih ettiği ‘normalleşme’ terimi daha doğru. Ayrıca Özel’i başarıya götüren yolda en önemli silahının ‘normalleşme’ olduğunu ve bu sayede tüm partilerden oy çaldığını unutmayalım… Örneğin, Akşener sert sözlerle yüklendikçe, ‘İYİ Parti’nin İYİ insanlarına güveniyoruz” dedi ve bu yolla o İYİ insanların hem kalplerini hem de oylarını kazandı…
Normalleşme sürecinde ‘hoşgörü’ de önemli yer tutuyor; ülke yıllardır hoşgörüye hasret kaldığı için iyi prim de yapıyor. Bunun farkına varan Erdoğan, yumuşayarak partisindeki oy kaybını yavaşlatmayı hedefliyor, ama nafile… AKP’nin bir daha seçim kazanma şansının olmadığını, misyonunu tamamladığını ve Erdoğan’ın ardından tıpkı ANAP gibi küçülüp yok olacağını tahmin ediyorum.
CHP’nin ise birbirinden güçlü üç lideri var. Muhalefet “Hangisi cumhurbaşkanı olacak?” tartışmasını açarak, üç lideri birbirlerine düşürmeye çalışsa da Özel bunu önlemek için “Günü geldiğinde en geniş halk desteği kimde olursa aday o olacak” dedi ve tartışmayı sonlandırdı. Siyasi görüşüm MHP ile taban tabana zıt olsa da görüşüm, günü geldiğinde en geniş desteğin Mansur Yavaş’a olacağı yönünde.
Bülent Arınç’ın Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’a verdiği röportajda Özgür Özel’le ilgili anlattıkları, Özel’in geçmişte de cesur ve vicdanlı olduğunu kanıtlıyor. Özetle; Arınç’ın eşinin bir akrabasının Manisa’daki cenaze törenine, merhumun yıllarca Manisa Sağlık Müdürü olarak görev yapmış olan ve FETÖ’den tutuklu yargılanan (sonradan beraat etmiş) oğlu, çok sayıda jandarma eşliğinde kelepçeyle getirilmiş. Törene Arınç’ın siyasete soktukları dahil, hiçbir AKP’li milletvekili gelmemişken, CHP Milletvekili Özel katılmış. Cenaze namazını kılabilmesi için kelepçelerin çıkartılması isteğini yerel yetkililere ileten Arınç bir sonuç alamayınca, Özel “Bu işi lütfen bana bırakın” demiş ve zamanın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu arayarak kelepçelerin çıkartılmasını sağlamış. Arınç bu nedenle Özel’e “Kahramanım” diyor.
Arınç’ın bir diğer kahramanını da ben yazayım: 1985’te Manisa’da yaptığı bir konuşma nedeniyle 163. maddeden 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Arınç, hapis yatmak için hazırlık yaparken; karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından “Sosyal devlet düzenini eleştirmek suç değildir” şeklindeki bir tek cümle ile bozulur… Arınç’ın “Altın harflerle yazılması lazım” dediği bu kararın altındaki imza, o sırada Daire Başkanı olan, çok özlediğim manevi babam rahmetli ‘Sabih Kanadoğlu’na aitti.
Rahmetli Kanadoğlu hukukun, Özel ise vicdanının gereğini yerine getirmiş ve bunlar aslında ‘normal’… Ancak o kadar anormalleştik ki böyle davranışlar, ‘fazilet’ haline geldi.
Bugün çok sayıda emekli General, Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala hukuksuz biçimde cezaevinde yatıyor. Hukuk ayaklar altında, vicdanlar sızlıyor. Normalleşebilmemiz için önce onların özgürlüklerine kavuşmaları şart. Bir gün hukuk herkese lazım olabilir. Onu ayaklar altına alanlar dahil…
Özel’den bir diğer beklentimiz ise laiklikten, özellikle de laik eğitimden ödün vermemesi, laikliği hedef alan girişimlere en sert tepkiyi göstermesi…