Modern dünyanın insanı birbirini yemekten arta kalan zamanda çağlar boyunca birlikte yaşadığı bazı eski dostlarını da neredeyse tamamen ortadan kaldırdığından artık kendi kendini yemeye yönelmiştir.
İnsan vücudu çok sayıda organ ve sistemin bir arada ve mükemmel bir uyum içinde çalıştığı bir yapıya sahiptir.
Çeşitli iç ve dış etkenlere karşı savunmayı sağlayan bağışıklık sisteminin temel taşları olan akyuvarlar çeşitli organizmalarla sürekli savaş halindedir.
Barsak, bronş, deri gibi çeşitli organlarda görev alan akyuvarların uyum içinde çalışabilmesi için virüs, bakteri, mantar, parazit gibi etkenlerin tanınması, zaman zaman yeniden algılanması ve unutulmaması gerekir.
Bu etkenlerle karşılaşma gerekenden az olduğunda akyuvarlar dış etkenleri unutabilir. Bu durumda hem savaş güçleri azalır, hem de yok etme güçleri insan vücuduna yönelebilir.
* * *
Modern yaşamın ve tıbbın giderek artan hijyen kuralları, antimikrobiyal ilaçlar, antiseptik ve deterjanların daha yaygın kullanılması sonucu çeşitli organizmaların insanın bağışıklık sistemiyle teması olabildiğince azalmaktadır.
Örneğin Ascaris lumbricoides adlı barsak solucanı Afrika’nın tropikal bölgelerinde neredeyse halkın tümünde bulunurken, gelişmiş ülkelerin yerli halkında hemen hemen hiç bulunmaz.
Doğan bebekler geri kalmış toplumlarda doğayla iç içe yaşarken, gelişmiş toplumlarda neredeyse steril bir fanus içine konmaktadır.
Bu durumda işsiz kalan akyuvarlar romatizmal hastalıklarda olduğu gibi kendi organizmasına yönelerek insan vücuduna zarar verebilirler; bazen de alerjik astım ve benzeri alerjik hastalıklarda olduğu gibi, normal koşullarda bir tepkiye yol açmayan bazı etkenlere karşı vücuda zararlı olan aşırı yanıtlar ortaya çıkabilir.
Bu nedenle geri kalmış toplumlarda nadiren gözlenen romatizmal ve alerjik hastalıklar, modern yaşamın yüksek düzeyde olduğu gelişmiş toplumlarda yüksek oranda görülmektedir.
* * *
Geleneksel değerlerimizle birlikte eski dostlarımızın da yok olmaya yüz tutmasıyla insanda tamiri zor ve bazen mümkün olmayan hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Belki de doğa toksik atıklarıyla onu yıpratan gelişmiş ülkelerden öcünü bu şekilde alıyordur.
Not: Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Alerji Bilim Dalı ve Solunum Birimi Başkanı Doç. Dr. Hasan Yüksel’e katkıları için teşekkürler