Aralık doğumlu kızım, ilkokula başlaması durumunda muhtemelen sınıfın en küçüğü olacaktı. Bostanlı Beyaz Balon Anaokulu’ndaki psikolog ve öğretmenler, bize şöyle dedi:
“Çocuğun zihinsel gelişimi yeterli olabilir. Ama ruhsal gelişimi yeterince gelişmiş olmayabilir. Bu durum ileride ruhsal yapısını olumsuz etkileyebilir.”

Sonuçta bizi, kızımın gelecek yıl okula başlaması konusunda ikna ettiler.
Sanırım dünyada bugün benzer bir süreç yaşanıyor. Zihinsel gelişimimizin sonucu olan bilimsel ve teknolojik değişimlere ruhsal gelişimimiz ayak uyduramıyor. Bilimsel ve teknolojik gelişimi en üst düzeyde olan ülkelerde yaşayan insanlar para ve güç kazandıkça ruhsal sağlıklarını yitiriyorlar. Güçlü ülkeler orman kanunlarının halen geçerli olduğunu ispatlarcasına, silah tüketimini artırmak ve petrol kaynaklarını elde etmek amacıyla savunmasız ülkelere sudan sebeplerle saldırıyor. “Hurriyetim.com” sitesinde yayımlanan sesli görüntülerde Amerikalı pilot aşağıdaki caddede yürüyen sivillerin üzerine gönderdiği bombalar isabet ettiğinde bilgisayar oyununda başarı sağlamış bir çocuk gibi nasıl da seviniyor.

O pilot eminim ki bilgisayar oyunlarında da son derece başarılıdır, çok yukarılardan baktığı için oluşan toz bulutunun altındaki kopan kol ve bacakları, acıyla inleyen insanları görmeye ise alışık değildir. Beyni “Amerikan Rüyası” palavralarıyla bir güzel yıkanmış bu kişinin Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” veya “Bir ulusun yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir” sözlerinden haberdar olduğunu da sanmıyorum. Mutluluğu belki de Amerika’daki ailesine daha güvenli bir yarın sunduğunu sanmasındandır. Oysa şiddet her zaman şiddeti doğurmuştur.
Bizim çocuklarımızın beyinleri de her gün gereksiz birçok bilgiyle bombalanıyor. Çeşitli psikolojik savaş ve propaganda amaçlarına yönelik olarak televizyon, bilgisayar oyunları, reklamlar, çizgi filmler, sinema filmleri, hatta müzik klipleri aracılığı ile beyinler acımasızca işgal ediliyor. Eğitim sistemimizdeki yanlışlıklar ve çarpıklıklar da bu taarruzu pekiştiriyor. Dil ve kültürdeki yozlaşma hızını artırarak ilerliyor. Bayhan’ın şarkısı “Tap on” listesine giriyor ve “iki yanlışın bir doğru etmeyeceği” hipotezinin geçersizliği kanıtlanmış oluyor.
Özetle “Beyinler yıkandıkça kirleniyor.”