http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/13038564.asp?gid=245
Â
Mehmet Hakkı ÖZBAYIR/DHA
 25 Kasım 2009
CELAL Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ülgen Zeki Ok, Kurban atıklarından üreyen kist hidatik’ adlı bir enfeksiyona karşı dikkatli olunmasını isteyen Prof.Dr. Ok, “İnsanlarda en sık karaciğerde, bazen akciğerlerde, daha az sıklıkla beyin, böbrek gibi çeşitli organlarda, 10 santimetrenin üzerinde çapa ulaşabilen içi sıvı dolu kistlerin oluşmasıyla seyreden bu enfeksiyon ölümle sonuçlanabiliyor” dedi.
Prof.Dr. Ülgen Zeki Ok, Manisa’nın merkez, ilçe ve köylerinde yaptıkları araştırmalarda ilköğretim çağındaki her 740 çocuğun birinde bu enfeksiyonu saptadıklarını; il genelinde üniversite öğrencilerinde ise bu oranı 475’de 1 olarak bulduklarını belirtti. Prof.Dr. Ok, enfeksiyonun yaşla birlikte ve koyun yetiştiriciliği sıklığı ile doğru orantılı arttığı ve toplumda nadir olmadığını söyledi.
Enfeksiyon ile Kurban Bayramı arasında ilişki bulunduğunu vurgulayşan Prof.Dr. Ok, “Kurbanlık koyunların karaciğer ve akciğerlerindeki içi sıvı dolu kistler enfeksiyonun en önemli kaynaklarından birini oluşturuyor. Kurban kesimi sırasında bu kistli yapıları gören acemi ve bilinçsiz kasaplar, insan sağlığına zararlı olabileceği düşüncesiyle ve ziyan olmasın diyerek kistli organları köpeklere verebiliyor veya yeterince derine gömmeden ortada bırakabiliyor. Bomba’ kadar tehlikeli olan bu kistli organlar köpekler tarafından çiğ olarak yendiğinde içlerindeki parazit larvaları köpeğin bağırsağında erişkin şekle dönüşüyor. Bir tür tenya olan Echinococcus granulosus adlı bu parazitin gebe halkaları koparak köpek dışkısıyla dış ortama atılıyor ve içlerindeki dış ortama dayanıklı yumurtalar doğaya yayılıyor.
Marul gibi çiğ yenen gıdalarla, enfekte sularla, toprak veya köpekle temas sonrası kirli eller aracılığıyla ağız yoluyla daha çok çocuklukta alınan bu yumurtalardan insan vücudunda kistler oluşuyor. Genellikle yıllarca hiçbir belirti vermeyen bu kistler patlamaya hazır birer bomba gibi. Karna gelen bir yumruk veya trafik kazası gibi bir nedenle, karın içi basıncı hızla arttığında, kistin yırtılması ile alerji sonucu ölüm riski veya diğer organlara yayılmasıyla, tedavinin olanaksız hale gelmesi söz konusu” dedi.
BELEDİYELERE UYARI
Çok tehlikeli ve yaygın olan kist hidatikle mücadelede öncelikle belediyelere çok önemli görevler düştüğünü aktaran Prof.Dr. Ok, şunları söyledi:
“Kurban Bayramı dahil, tüm hayvan kesimlerinin veteriner kontrolünde hijyenik koşullarda yapılmasının sağlanmasının yanında, sokak köpeklerinin kontrolü de çok önemli. Aşılanıp kısırlaştırdıktan sonra kulakları işaretlenerek doğal ortamlarına bırakılan köpekler kist hidatik yönünden önemli birer tehlike. Toplumu kist hidatikten koruyabilmek için tüm sokak köpeklerinin her 6 haftada 1, tek tek toplanması ve uygun ilaç verildikten sonra birkaç gün boyunca dışkılarının imha edilmesi gerekiyor, ki bunu uygulamak neredeyse olanaksız. Uygar bir toplumda sokak köpeklerinin kontrolünün tek yolu hayvan barınaklarında toplayıp, kısırlaştırmak ve ölene dek burada beslemek. Çocukları ve tüm insanları en az hayvanlar kadar seven hayvan severlere düşen görevse, barınaklardaki hayvanların sahiplenilmelerini ve daha iyi koşullarda yaşamalarını sağlamaya çalışmak.”