Milliyet Ege 01.02.2009
Â
ANKARA’DAN bayan bir meslektaşımın gönderdiği çok yararlı bir e-postayı özetliyorum.
Dışarıda yemeğe davet ettiği, yakında evlenecek oğluna babası “Bugün sana yeni bir dil öğreteceğim” der.
“Dilin adı Bükçe. Sen buna kadın dili’ de diyebilirsin. Bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe’yi öğrenmeli” diye ekler ve anlatmaya başlar.
“Dilin adını Bükçe’ koydum, çünkü kadınlar net konuşmak yerine sözü eğip bükerler ve senin doğrusunu anlamanı beklerler. Çünkü bir taraftan hayır’ yanıtı alıp kırılmaktan korkarlar, diğer taraftan kendileri leb demeden leblebiyi anladıklarından, bizi de kendileri gibi sanırlar. Erkeklerin on kelime ile anlattığı konu, Bükçe’de en az yüz kelime ile anlatılır. Örneğin Bugün bir elbise aldım’ demek yerine gittikleri mağazaları, indirim oranlarını, denedikleri elbiseleri, pazarlıklarını içeren kocaman bir hikaye anlatırlar. Sakın Ana fikre gel, kısa kes’ demeyeceksin, bu Seni sevmiyorum’ anlamına gelir.”
“Kadınlar bir şeyler ima etmeyi severler ve biz de imalı konuşuyoruz diye düşünürler. Örneğin Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım’ derse Böyle de iyisin’ demeyeceksin; çünkü bundan Daha güzel olabilirsin’ anlamı çıkar. Sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye ihtiyacın yok’ dersen, günün zehir olmaz. Kendisi annesini eleştirse de sen asla eleştirmeyeceksin; bunu hakaret olarak algılar ve asla unutmaz.”
* * *
“Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa önemli bir sorun var demektir. Neyin var?’ sorusuna Hiçbir şeyim yok’ diyorsa, Bükçe’de bu Çok şey var, bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım’ anlamına gelir. Kadının ağzından çıkan kuru bir Peki, olur, tamam’ Bükçe’de Şimdi tamam diyorum, ama acısını sonra çıkaracağım’ demektir; Peki canım, olur hayatım’ gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok. Üşüdüm’ diyorsa, kalın giyin demeni, ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur. Kadınların en nefret ettiği sözcük Fark etmez’ dir; bunu Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap’ diye anlarlar. En değerli sözcükse Seni seviyorum’ dur.”
* * *
Telefon çalar; nişanlısının “Salon perdelerinin rengine karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?” sözlerini “Fark etmez, sen seç” yerine “Tabi canım, istersen birlikte bakabiliriz, ama ben senin zevkine güveniyorum” diye yanıtlar damat adayı; artık Bükçe’yi öğrenmiştir. Bu mesaj 22 yıl sonra mı gönderilir?” diye yanıtladım arkadaşımı; eşi de aynı tepkiyi vermiş.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)