Seçme sınavlarında “0” puan alan ve okul birincisi olmalarına karşın sınavlarda başarı sağlayamayan öğrenci sayılarının fazlalığı ile eğitim sisteminde yapılması planlanan değişikliklere bağlı olarak eğitim sistemimizdeki aksamalar son günlerde daha sık gündeme gelmeye başladı.

Hangi nedenle olursa olsun, eğitim sistemimizin çeşitli yönlerden ele alınarak tartışılmasını yararlı buluyorum.
Bugünkü eğitim sisteminde öğrencinin amacı bir sonraki sınava hazırlanmaktır. Sınavlarda öğretmenlerin sunduğu bilgiler öğrenciden aynen geri istenir. Matematik formüllerinin, hatta çözüme giden kısa yolların bile ezberlenmesi gerekir. Büyük sınavlar gelip çattığında başarıya ulaşmak için her yol mübahtır; sınava girecek öğrencilerin neredeyse tümü sınav öncesi hastalanıp rapor alırlar. (Türkiye’de rapor hekimler tarafından “verilmez”, hasta tarafından “alınır”, bu ayıp da biz hekimlere yeter) Daha sonra da bu öğrencilerin hayatta “dürüst” olmaları istenir.

* * *

Sistem, anlayıp, öğrenmek yerine ezberleyen, eleştiremeyen, sorgulayamayan, özgür düşünemeyen, başarı için her yolu geçerli sayan, hakkını arayamayan bireyler yaratmaktadır.
Sınavlarda en kısa zamanda en doğruyu seçen başarı kazanırken, yaşamda iyice araştırmadan karar vermeyen, doğruların içindeki yanlışları ve yanlışların içindeki doğruları da görebilen, sadece siyah ve beyazı değil, grinin tonlarını da ayırt edebilen gençlerin başarı şansı daha yüksektir. Böyle gençler farklı düşünmekten korkmazlar, çünkü zararlı olan tek düşünce, düşüncelerin zararlı olabileceği düşüncesidir.
Eğitim Türkiye gibi genç nüfusa sahip ülkeler için en iyi yatırımdır. Bu yatırımın ürünlerini toplamak için çok uzun süre beklemek de gerekmez. İrlanda mucizesinin sırrı iyi bir planlama ve buna paralel olarak gerçekleştirilen eğitimdir. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmek, ancak, ezbere dayanmayan, öğrencinin aktif olarak katılıp kendini geliştirebildiği ve özgür düşünce yapısını oluşturabildiği bir eğitim sistemi ile olasıdır.
Son olarak zorunlu eğitimin beş yıldan sekiz yıla çıkarılmasında katkıları bulunan, başta geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Prof. Dr. Bener Cordan olmak üzere, herkesi saygıyla anıyorum.
Haftaya çözümler…