9 Eylül Gazetesi, 01.05.2022
https://www.dokuzeylul.com/neden-kamuoyu-yoklamasi-yapilmiyor-makale,150941.html
Farkında mısınız? Uzun süredir Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?’ şeklinde bir kamuoyu yoklaması yapılmıyor. Oysa aylar, hatta yıllar önce sık sık yapılıyordu ve genellikle Yavaş ile İmamoğlu isimleri öne çıkarken, Kılıçdaroğlu‘nun oy potansiyeli hayli düşük görünüyordu. Erken değil, baskın seçim olasılığı bile söz konusu iken, kamuoyu araştırmasının tam zamanı değil mi?
En çok sorulan soru: “Kılıçdaroğlu aday mı?” Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Kılıçdaroğlu’ndan bile çok istiyor; meydanlarda söyleyebileceği söz kalmadı, çünkü. “Şunu yapacağız, bunu yapacağız” dese, halk “Bunca yıldır neden yapmadın, güç sendeydi!” diyecek… Ama Kılıçdaroğlu aday olursa malzeme bol: “Şu kadar defa yendim, bir kez daha yeneceğim, FETÖ’nün seks kaseti ile geldi, Sorosçu, TESEV’ci!” Bu nedenle, Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği “Ya bana katılın ya şimdi şu anda yolumdan çekilin” sözleri, yandaş basın tarafından “Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladı” yorumuyla manşetlere taşınırken, Kılıçdaroğlu’nun verdiği “Hayır, hayır” yanıtı ise haberlere pek yansımadı.
Geçmişteki adaylarım Ekmeleddin’in yerine Mansur Yavaş, Muharrem İnce’nin yerine ise Yılmaz Büyükerşen idi ve kazanma şansları yüksekti. Umarım Kılıçdaroğlu’nun üçüncü kez hata yapmasına izin verilmez, çünkü Türkiye uçurumun kıyısında…
Yapılması gereken çok basit. Örneğin, 6’lı masa, son seçimlerde sonuçları en doğru tahmin eden üç kamuoyu araştırma şirketi aracılığı ile halka, kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istediklerini sorabilir. İlk tercihin Yavaş olacağını, onu İmamoğlu‘nun izleyeceğini tahmin ediyorum. Bu iki belediye başkanından biri aday gösterilirse, kazanamayacağını bilen Erdoğan aday olmayıp, kendisine yakın, deneyimsiz olsa da yıpranmamış, özellikle gençlerin oyunu alabilecek‘ birini aday gösterebilir. Yani Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı dönemini sona erdirebilir. Kılıçdaroğlu aday olursa, rakibi kesinlikle Erdoğan olacak ve bir kez daha kaybetme olasılığı az değil. Bu gerçeği görenlerin, Kılıçdaroğlu’nu aday olmaması konusunda ikna etmeleri çok önemli.
Bazen “Kılıçdaroğlu Alevi olduğu için mi ona karşısın?” gibi bir soruya muhatap oluyorum ve üzülüyorum. Aksine Alevileri çok sever ve güvenirim, yakınımda birçok Alevi var. Ahlaki felsefem ve yaşam biçimim de Alevilere çok yakın. Tuncelili rahmetli Kamer Genç‘i sevgi ve saygı ile anarım. Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği için memleketi Tunceli yerine, 41 yıldır CHP’nin milletvekili çıkartamadığı Elazığ’dan aday gösterilen, buna rağmen seçilmeyi başaran eski Tunceli, yeni Elazığ milletvekili Gürsel Erol‘u da severim. Yazar Rıza Zelyut 2018’de CHP’liler bu sesi duyun!’ başlıklı köşe yazısında, Gürsel Erol ile Kılıçdaroğlu’nu şöyle karşılaştırmış: “Kılıçdaroğlu, Dersim derebeylerinin izinde yürüyor, parti seçim bildirgesine Dersim fitnesini sokuyor, Dersimli Kemal‘im!’ demesi bu yüzden. Gürsel ise büyük dedesi Diyap Ağa gibi, Atatürk’ün safında duruyor… !Bu iki tipe bakın; Dersim ile Tunceli’nin farkını görürsünüz. Bu iki tipe bakın; sözde Alevi ile gerçek Alevi arasındaki derin farkı anlarsınız! !Alevilerin tek lideri vardır: O da Mustafa Kemal Atatürk’tür… Bir kez bile Atatürk demeyen, WikiLeaks belgelerinde adı ABD doğrultusunda geçen, Sorosçu TESEV’den gelme Kılıçdaroğlu’na destek olmak, kendimize ihanettir.” Kılıçdaroğlu’nun neden Tunceli’den değil, İzmir’den aday olduğu ve İzmir’in bir eksik Atatürkçü milletvekili çıkarmasına yol açtığı da ortaya çıkıyor, böylece.
Bu seçimde kilit rolü MHP seçmeninin ve gençlerin oynayacağı görüşündeyim; bu iki grubu ikna edecek adayın yeni cumhurbaşkanı olma şansı yüksek.