Geçtiğimiz hafta Celal Bayar Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nin düzenlediği 1. Öğrenci Kurultayı’nın konuğu Sayın Hulki Cevizoğlu idi. Öğrencilere “Türkiye Üzerinde Oynanan Oyunlar”ı geniş bir perspektif içinde anlatan Cevizoğlu, konuşmacı olarak da en az program yöneticiliğindeki kadar başarılı olduğunu ispatladı.
Konuşmasında AB’nin Türkiye’den düşük barajlı ve daha demokratik bir seçim yasası veya otoyollarını tamamlamasını istemediğini, ancak Atatürkçülükten vazgeçilmesi ve ordunun gücünün azaltılması gerektiği konularında baskı yaptığına dikkat çeken Cevizoğlu, her gencin en az bir yabancı dili iyi düzeyde bilmesinin çok gerekli olduğunu, ancak yabancı dilde eğitimin dünyanın hiçbir yerinde görülmediğini ve bu sistemin beyin göçünü hızlandırdığını öne sürdü.
* * *
Sayın Cevizoğlu’nun söylediklerine tümüyle katılıyor, Türkiye üzerinde oynanan oyunların bir bölümünün de Türkçe’mizi katletmek yoluyla gerçekleştirilmeye çalışıldığına inanıyorum. Artık yalnız markalarımız ve reklam sloganlarımız değil, dizilerin ve filmlerin adları da İngilizce. Reklamlarda artık Türkçe kelimelerin arasına İngilizce değil, İngilizce kelimelerin arasına Türkçe kelimeler serpiştiriliyor; yakında gerek kalmadı diyerek Türkçe altyazıları da kaldırırlarsa şaşırmamak gerek. Halk bu arada birkaç günde üne kavuşan “pseudostar”lar ile uyutulurken, gerçek sanatçılar unutuluyor.
* * *
Ancak son zamanlarda olumlu bazı gelişmeler de var. Türk dili ile ilgili kurum ve derneklerin yanında Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun da önemli katkılarıyla Türkçe’mizi korumaya yönelik hareketler önemli bir artış kaydetti. Sayın Sinanoğlu’na atfen hazırlanmış http://www.sinanoglu.net adresindeki internet sitesinde çeşitli bilim alanlarındaki yabancı kelimelere önerilen Türkçe kelimeleri bulmak ve beğenilenleri oylamak olası; http://www.hurriyetim.com.tr adresinde yer alan ve birçok yazarın katıldığı “Bilgisayar Türkçesi İstemiyoruz” kampanyası ile F klavye (okunuşu Fe klavye) kullanımını destekleyen yazılar da olumlu gelişmeler.
* * *
Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türk Dili Dergisi’nde yayımlanmış bir yazısında F klavyeyi anlatırken, “Türkçe sözlerde çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harfler bu klavyede en kolay ulaşılabilecek yerlere serpiştirilmişti. Yaklaşık 30 bin Türkçe sözün ölçü alındığı bir değerlendirmede a harfi 26 bin 323, e harfi 16 bin 308, k harfi 13 bin 542, i harfi 13 bin 384, m harfi 11 bin 263, l harfi 10 bin 496, t harfi 9 bin 669, r harfi 8 bin 698 kez geçmekteydi. Bu oran göz önünde bulundurularak söz konusu harfler F klavyede en uygun yerlere yerleştirilmişti. Q klavyede ise tabir caizse klavyenin en ücra köşelerine dağıtılmış durumdadır. Buna karşılık, Türkçe’de 30 bin sözde sadece 125 defa geçen ve en az kullanılan j harfi, Q klavyede en uygun yere konmuştur” ifadelerini kullanmıştır.
Yorum ve karar sizin…