9 Eylül Gazetesi, 14.10.2018
https://gazetedokuzeylul.com/ataturk-inonu-ve-gercekler/
Önce yıkmaya çalıştılar, Atatürk’ü!
“Diktatör” dediler; olmadı. “Irkçı, faşist” dediler, oturmadı.
Anladılar ki “Güneş balçıkla sıvanmıyor”, çok sevdiği halkının kalbinden söküp atamayacaklar, hedef değiştirdiler. En yakın dostuna, hem silah hem siyaset arkadaşı İsmet İnönü’ye yöneldiler.
Her sıkıştıklarında, gündem değiştirmek için ilk akla gelen, İnönü’ye saldırmak oldu. Malzeme tükendikçe, gerekçeler de komikleşti.
Atatürk müthiş bir Birinci adam’, İnönü ise çok başarılı bir İkinci adam’dı; yıllar boyu bir anahtar ve kilit gibi birbirlerini tamamladılar. Arada sürtüşmeler, görüş ayrılıkları oldu elbette, ama her zaman ülkenin çıkarlarını düşünerek ortak bir yol buldular. Her ikisi de insandı ve doğal olarak bazı hataları vardı. Örneğin Atatürk çok kızdığında bazen sert emirler verir, bir gün sonra “Dün böyle dediniz, ne yapalım?” diye sorulduğunda, “Saçmalamayın, olur mu öyle şey” diyerek, kararını en azından yumuşatırdı.
1937’DEKİ TARTIŞMA
İnönü’nün başbakanlıktan ayrılışı ile sonuçlanan 1937’deki Atatürk-İnönü tartışması sık sık pişirilip, sunulduğu için bu konuyu açıklığa kavuşturmakta yarar var.
Oldukça kalabalık bir dost meclisi içinde, Atatürk’ün, bazı dış işleri konuları ve Orman Çiftliği ile ilgili konuşması ile başlayan hararetli tartışma, İnönü’nün Atatürk’e yakın bazı kişilerin, hükümet işlerine karışmasından yakınması ile sürmüş ve sofranın erken dağılmasına yol açmıştı. Ertesi gün, İstanbul’da yapılacak Tarih ve Dil Kurultayı’na katılmak için yola çıktıkları trende Atatürk, İnönü’ye “Şimdiye kadar bin meselede bin defa kavga ettik fakat dün akşamki bayağı aleni oldu. Biraz çekilmen, istirahat etmen lazım, biraz ara verelim” dedi ve İnönü bunu tartışmasız kabul etti. Atatürk’ün “Aklında bir isim var mı?” sorusu üzerine İnönü herhangi bir teklif yapmayınca, Atatürk Celal Bayar’ı önerdi, İnönü bu teklifi “Bana iyi tesir etti” diye yanıtladı.
Kurultay sırasında İnönü bir kağıda “Bana dargın mısın?” yazarak Atatürk’e verince, Atatürk başka bir kağıda “Hayır her şeyi unuttum, bildiğin gibi arkadaşım ve kardeşimsin” yazarak, yanıtladı, bu soruyu. İnönü’nün sakladığı bu kağıt arşivlerde duruyor.
Bu olaydan Diktatör’ çıkarma heveslilerine duyurulur!
Atatürk’ün 5 Eylül 1938’de el yazısı ile yazdığı vasiyetinde “İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.” ifadesinin bulunması İnönü’yü ve ailesini ne kadar sevdiğinin ve düşündüğünün bir başka kanıtı!
Ne Atatürk’ün ne de İnönü’nün tırnağı olamayacak kişiler, emperyal güçlerin karşısında diz çökmenin utancıyla, dikkatleri başka yöne çekmeye çalışıyorlar.
Olay bu!