9 Eylül Gazetesi, 22.07.2018
https://gazetedokuzeylul.com/kilicdaroglunun-sonu/
Siz bu satırları okurken belki de kurultay için yeterli imza sayısı tamamlanmış olacak. CHP yönetiminin “Gösterin 604 imzayı, kabul” restinin ardından, bu imzalar sunulamazsa, İnce’yi destekleyenlere güven sarsılabilir.
Nasıl geldik buraya?
Kendisine dikte edilen Abdullah Gül’ün adaylığı kabul görmeyince, cumhurbaşkanlığına İnce’yi aday gösterdi, Kılıçdaroğlu. Bir taşla üç kuş vuracaktı:
1-Partinin tabanını dinlemiş görüntüsü verme
2-İnce’nin milletvekili olmasını engelleme
3-Başarısız olarak prestij kaybedecek rakibinden kurtulma!
Ancak beklemediği bir şey oldu; iyi bir hatip olan İnce, üzerine ölü toprağı serpilmiş halkı uyandırdı, yeniden umutlandırdı. Ve bu sırada bir kuş daha vurmaya karar verdi, Kılıçdaroğlu:
4-İnce’ye yakın milletvekillerini yeniden aday göstermeyerek, kolunu kanadını kırmak! Bu stratejik hatanın İnce yerine kendi çöküşünü hazırlayacağını öngöremedi.
“Sesim kısıldı” dedi İnce, kinayeli bir biçimde. Bırakmayı düşündü; sonra “Devam” dedi. Sırtından vurulmuştu ve artık verdiği “Kılıçdaroğlu’nun karşısında asla aday olmam” sözünü tutmak zorunda hissetmiyordu, kendini.
BUNDAN SONRA NE OLUR?
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına neden aday olmadı?
Önemli sayıda CHP seçmeni Kılıçdaroğlu’na bir daha oy vermeme konusunda kararlı da ondan.
Şu an durum ne?
Bu seçmen kitlesi büyüdü, artık daha kararlı ve hiçbir güç kararlı bir halkın karşısında duramaz. Yani Kılıçdaroğlu’nun siyasi sonu yaklaştı. Tamamlanacak gibi gözüken imzalar sonrası gerçekleşecek kurultayda yeniden aday bile olmayabilir. Böyle bir durumda tamamen çekilebilir veya Prof. Dr. Haluk Koç veya Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi birleştirici ve İnce’nin ekibinden oy çalabilecek bir adayı destekleyebilir.
İnce’nin hataları, eksikleri var ve bunu kendisi de kabul ediyor. Her sonuç Kılıçdaroğlu ile devam’dan çok daha iyi. Umarım CHP ve Türkiye için en iyisi gerçekleşir.
ASIL GEREKLİ DEÄžİŞİKLİKLER
CHP’de asıl sorunun lider değil, sistem olduğu unutulmamalı. Yeni CHP’ safsatasına son verilip, fabrika ayarlarına, Altı Ok’a dönülmeli. 1923-1946 yılları arasındaki En Eski CHP’ felsefesini günümüz koşullarına uyarlayan bir senteze gereksinim var; cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi, laik, devletçi ve devrimci bir senteze!
Onur Öymen gibi yeri doldurulamayan isimlerin deneyimleri, Mehmet Ali Çelebi gibi genç ve cesur Atatürkçülerin dinamizmi ile birleşmeli.
Kılıçdaroğlu artık gitmeli!
“Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı” diyen ve delegelere imza atmamaları için baskı yapan BülentTezcan’ını; kadın kontenjanından Parti Meclisi’ne soktuğu Bekaroğlu’nu, TR 705 Tanrıkulu’nu da almalı; giderken!