9 Eylül Gazetesi, 03.06.2018
https://gazetedokuzeylul.com/durun-siz-ikiz-kardessiniz/
Üç somut belge var, Erdoğan’ın AKP kurulmadan önce Gülen’i ziyaret ettiğine ilişkin.
İnce’nin açıkladığı ilk belge Nasuhi Göngör’ün kitabı idi. Güngör, kendi kitabındaki “Erdoğan 2000 yılı Mayıs ayında ABD’ye yaptığı gezide, uzun süre orada yaşayan Fethullah Gülen ile de bir araya geldi” sözlerini tekzip ederek, bunlar soyut’ dedi, ilginç bir biçimde.
Odatv bir kitap daha çıkardı, ortaya. Herkul.org sitesinin editörü Osman Şimşek’in İnkisar’ kitabının Erdoğan’ın Pennsylvania Ziyareti ve 2006’daki Mektup’ başlıklı bölümünden: “2000’li yılların başında AKP’nin kuruluş aşamasında, Recep Tayyip Erdoğan da Pennsylvania’ya gelmiş; yaşadığımız yeri görmüş; kahvemizi içmişti. Hatta o gün musluklarımız bozuktu; bizimle beraber bahçedeki hortumdan abdest almıştı.” Bu oldukça somut sanırım.
Üçüncü ve en somut belge Fethullah Gülen’in Alman ZDF kanalında söyledikleri: “Parti kurmak istediği zaman yanıma geldi. ‘Erbakan’dan ayrılmak istiyorum’ dedi. ‘Hocayla vuruşmadan bu işi yapın’ dedim.”
Diyelim ki Gülen ve Şimşek yıllar öncesinden komplo kurdular, Erdoğan’a karşı! Hızla kendi kendini tekzip edecek kadar Erdoğan’a yakın olan Güngör’ü nasıl ortak ettiler, komplolarına? Güngör’ün 2011, 2012 ve 2013’te twitter’da attığı üç ayrı mesajda, bu kitapla ilgili “Ben ne yazdıysam arkasındayım” ve benzeri ifadeler kullandığını da belirtelim ve soralım?
“Sizce kim yalan söylüyor?”
AKP ve FETÖ İKİZ KARDEŞ Mİ?
AKP ve FETÖ işbirliğinin, AKP kurulmadan önce planlandığını gösteren bir belge daha var. Ömer Dinçer imzasıyla 1995’te Bilgi ve Hikmet Dergisi’nde yayınlanmış.
Dinçer demiş ki: “Türkiye’nin tüm İslam ülkeleri içerisinde çok önemli bir yeri bulunduğunu ifade etmemiz doğru olur kanaatindeyim. Çünkü kültürel öncelikli İslami hareketlerin (yani FETÖ) yoğun bir şekilde uygulandığı ve ön planda olduğu, hem de siyasal öncelikli İslami hareketlerin (yani o sırada Refah, sonradan AKP) yine etkin bir şekilde bulunduğu ve iktidara doğru yürüdüğünü görmemiz mümkündür. Her ikisindeki gelişme de PARALELdir.”
Dinçer gelecekte FETÖ ve AKP’yi oluşturacak hareketlerin karşılıklı ilişki ve etkileşimlerinin yeniden tanzim edilmesi’ gerektiğini söylüyor ve şu sonuca varıyor:
“Eğer bu iki hareket bütünleşmiş bir halde devam ettirilebilirse, Türkiye’de İslam’ın hiçbir ülkede görülmemiş bir şekilde sağlam bir temel üzerinde gelecek vaadettiğini ifade edebiliriz.”
Bu yazıyı yazdığı veya kendine dikte ettirildiği (bence bu olasılık daha güçlü) 1995’te Dinçer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Başdanışman (1994-1997) olarak çalışıyor. 2003’te Başbakanlık Müsteşarı, 2009’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 2011’de Milli Eğitim Bakanı; yani Erdoğan’ın hep yakınında olmuş. Dinçer, Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’ adlı kitabında 24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısının FETÖ ile ilgili uyarılarını Erdoğan’ın onayıyla nasıl rafa kaldırdığını da anlatmış ve hukuki sorumluluğu üstlendiğini bildirmiş.
İnce miting meydanında “Durun, siz kardeşsiniz” demişti ya, çok haklı.
“Hem de ikiz!”