Milliyet Ege 25.11.2007Â
Yıllar geçtikçe, insan daha iyi anlıyor öğretmelerinin değerini… Yetişmemde en önemli katkılardan birini sağlayan Ayvalık İstiklal İlkokulu’ndaki öğretmenim Macide İlkdoğan’ı ilk kez arayıp Öğretmenler Günü’nü kutladığımda mezuniyetimin üzerinden yıllar geçmişti. O kadar mutlu olmuştu ki, en azından yılda bir kez olsun arayıp, bir çiçekle gönlünü almam gerektiğini düşünmüştüm; öyle de yaptım. Son yıllarda ilerleyen nörolojik rahatsızlığı nedeniyle beni tanımakta güçlük çekiyor, birkaç kez soruyor kim olduğumu, ama yine de sesindeki mutluluk tınısı hiç değişmiyor. Eşinin rahatsızlığı nedeniyle 5. sınıfta emekliye ayrılıp, görevini Ahmet Pala öğretmenime devretmişti Macide öğretmenim. İzmir Koleji’nin (bugünkü Bornova Anadolu Lisesi) sınavlarını kazanmamda Ahmet öğretmenimin evinde çözdüğümüz testlerin desteğini de unutamam.
* * *
11 yaşında bir çocukken katıldığım ve yedi yıl yatılı okuduğum Bornova Anadolu Lisesi’ndeki öğretmenlerime olan borcumu ödeyebilmem, onları unutabilmem olası mı? Yaşam boyu önümdeki birçok kapının açılmasını sağlayan İngilizce’yi öğreten, başta Reyhan İnce olmak üzere İngilizce öğretmenlerimi, yanlışlıkla Türkçe konuştuğumuzda kızıp ”Dilini eşekarısı soksun” diyen matematik öğretmenim Hüseyin Uysal’ı… İyi bir dilbilgisine karşın, kompozisyonda zorlanan öğrencisinin gazetede yazı yazması, edebiyat öğretmenim Birsen Yazan’ı; tarihleri ezberlemekte zorlanan öğrencisinin geç de olsa tarihle ilgilenmeye başlaması da Muazzez İtil öğretmenimi sevindirecektir.
Tıp fakültesindeki hocalarımın, özellikle de doktora eğitimim sırasındaki katkıları nedeniyle Prof. Dr. Mehmet Ali Özcel, rahmetli Prof. Dr. Aydınten Kuman ve Prof. Dr. Seza Budak’ın haklarını ödeyemem. Öğrencilerine katkı sağlayabilmek için gece yarılarında bile internet aracılığı ile velilere yazılar yazan, sevgili kızım Zeynep’in Çakabey İlköğretim Okulundaki öğretmeni Fatma Yağız’ın hakkını ödeyebilmemiz de çok güç.
* * *
Kusursuz değildir öğretmenlerimiz. Bazen neler yapılmaması gerektiğini de öğrenebiliriz yaptıklarından. Ama eğer bize bir şeyler öğretmişlerse, gelişmemize en ufak bir katkı sağlamışlarsa, görmezden gelmeliyiz tüm bunları…
Onlara verebileceğimiz en büyük armağan başarılarımızdır; ama bir çiçek, birkaç satır yazı, en azından bir telefon da fena olmaz hani; öğretmenler gününde olması da şart değil. Tüm öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)Â