9 Eylül Gazetesi, 17.09.2017
http://gazetedokuzeylul.com/?p=82966
AKP – FETÖ ilişkisi, Nasreddin Hoca’nın ünlü Kazan’ öyküsüne benziyor.
Kazan’ın doğurduğuna sevinip, öldüğü haberine “Hiç kazan ölür mü?” tepkisini veren komşu, Erdoğan tabii ki.
İşbirliğinin ilk yıllarında FETÖ’nün Ordu’da; yönetim, eğitim, yargı gibi alanlarda yetişmiş elemanları bulunmaz nimetti, AKP için.
Anayasa Mahkemesi AKP’yi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatmak üzereyken, bazı hakim ve savcıların telefon numaraları, yasadışı örgüt üyelerine aitmiş gibi gösterilip dinlendi. Ardından Mahkeme kararını sürpriz bir şekilde, “AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağıdır, ama kapatılmasına gerek yok” biçiminde alınca, doğuran Kazan’ değil, Altın Yumurtlayan Tavuk’ idi, artık. Hangi yemi istese, verildi!
Deniz Baykal bir kasetle ikna’ edilince, nur topu gibi bir Kazan’ımız daha olmuştu. Meydanlardan “Bu özel değil; bu genel, genel” şeklinde mutlu nidalar yükseliyordu.
Başka kasetler de çıktı ortaya… Her zora düştüğünde devrilmesini önleyen Koltuk Değneği’ daha sağlamdı, artık.
Kazan’dıkça, kazan’ıyordu!
Ancak mutluluk uzun sürmedi.
KAZAN’IN ÖLÜMÜ
Fenerbahçe Cumhuriyeti FETÖ’ye umulmadık bir direnç gösterdiğinde, “Bizim Kazan’ nezle mi oldu yoksa?” diye düşünmeye başladı, ilk.
17-25 Aralık’ta Kazan’ ölmüş, ortaklık bozulmuştu. Kazan’ ile birlikte, Erdoğan ve yakın çevresi de gümbürtüye gidiyordu, az daha.
Ölüm ilanı ise çok sonra, 15 Temmuz’da verildi. Ardından temsili cenaze töreni bile yapıldı, ama Kazan’ toprağa verilemiyor bir türlü.
Kazan’ Yıllar boyu doğurup durdukça, öyle ortaklıklar, hatta evlilikler oluşmuştu ki Matruşka bebekler gibi iç içe geçmişti, AKP ve FETÖ. FETÖ’yü toprağa verse, içi boşalan AKP dağılıp gidecekti.
Bu durumda yeni bir FETÖ’cü tarifi yapıldı:
Bugün Erdoğan’ı destekleyenler FETÖ’cü değil, desteklemeyenler ise FETÖ’cüydü. Geçmişinse hiçbir önemi yoktu.
Ahmet Şık ve Kadri Gürsel FETÖ’cüydü, örneğin. Yargıda ve eğitimde örgütlenmeyi sağlayan Sadullah Ergin ve Hüseyin Çelik ise yemek davetine geldiklerinden, FETÖ’cü değillerdi.
Cumhurbaşkanının, üst düzey komutanların yaverliklerine sızan FETÖ, Meclis’e sızamamıştı. FETÖ’cü olmanın en kesin kanıtı olan ByLock’u kullanan milletvekili yoktu. Ve bu milletvekilleri Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yolunu açtı.
Kazan’ın ölüsü bile doğuruyordu, çaktırmadan!
GELECEKTE NE OLUR?
Yakında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden de FETÖ’cüler çıkabilir. Referandumun iptali yakın, çünkü.
Kaldırın şu Kazan’ı artık, ortadan!
Yoksa millet kaldıracak!