9 Eylül Gazetesi, 21.08.2017
http://gazetedokuzeylul.com/?p=80115
Türkiye’de hukuksuzluklara alışmış olsak da hukuk, dünyanın birçok yerinde tıkır tıkır işliyor.
Son referandumda, “Ben yaptım oldu” mantığıyla yapılan bariz hukuk dışı uygulamaların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) dönebileceğini düşünmüştüm, en başından.
18 Haziran’daki Kılıçdaroğlu ile yürümeli’ başlıklı yazımda, “Referandumun iptali için neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine hala başvurulmadı?” diye CHP’ye soranlara hak verdiğimi yazmıştım.
Tesadüf bu ya! Tam üç gün sonra, 21 Haziran 2017’de eski Milletvekili Atilla Kart aracılığıyla AİHM’e başvurdu, CHP!
Saygı Öztürk’ün Sözcü’deki yazısından öğrendiğimize göre Ön İnceleme’ ve Raportör Yargıç’ aşamalarını geçen dava kabul edilmiş.
Â
DAVA NASIL SONUÇLANIR?
Başlangıçta tahminim, AİHM’in başvuruyu ya ilk aşamalarda yetkisizlik gerekçesiyle reddedeceği, ya da esasa girip, CHP’yi haklı bulacağı yönündeydi.
Ve ilk aşamalar geçildi!
Atilla Kart’a göre, AİHM hak ihlali var’ derse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKP Genel Başkanlığı ve bu sıfatla tesis ettiği tüm işlemler sona erecek. Karizma derin bir çizik yiyecek. Erdoğan çıkacak böyle bir kararı tanımamak için elinden geleni yapacaktır, tabii ki.
KILIÇDAROÄžLU TUTUKLANIR MI?
Erdoğan’ın “Yakında Kılıçdaroğlu’nun içerdeki zatla (Enis Berberoğlu) bağlantısı çıkarsa şaşırmayın ha!” çıkışı, olası bir AİHM kararına karşı ön tedbir olabilir mi? Neden olmasın?
Erdoğan uzun süren iktidarını, Bahçeli’den çok Kılıçdaroğlu’nun yanlışlarına borçlu ve solda yeni bir lideri kesinlikle istemez. Hele Akşener tehlikesi giderek yaklaşırken. Yapacağı hamleler Kılıçdaroğlu’na saldırı gibi görünse de aslında onun yerini sağlamlaştırmaya yönelik olacaktır.
FETÖ DAVALARI
FETÖ davalarında Dişli, Öztürk gibileri konuşup, Akar, Fidan, Şirin Ünal gibileri sustukça, soru işaretleri azalacağına artıyor. AKP işine gelmeyen bilgilerin halka ulaşmasını önlemeye çalışıyor.
Ama nereye kadar?
Örneğin AKP Milletvekili Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli ifadelerinde özetle diyor ki “Darbe girişimi sırasında Akar’ın emirlerini yerine getirdim; ne yaptıysa, benzerini yaptım. Çankaya Köşkü’nde bile birlikteydik. O koltuğunu korurken, ben neden hapisteyim?” Haksız da değil.
AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın ise TSK’daki FETÖ’cülerin’ listesini hazırladığı, 15 Temmuz’dan 1 ay önce darbeden haberdar edildiği, 15 Temmuz günü Genelkurmay’da Akar’la YAŞ listeleri üzerinde çalışırken, aynı gece Erdoğan’ın yanında operasyonu yönettiği iddia ediliyor.
Yüzlerce şehidin kemiklerinin sızlamaması, gerçeklerin ortaya çıkması için Akar, Fidan ve Ünal’ın konuşmaları şart. ByLock kullanmış tüm milletvekillerinin açıklanması da.
Â
SONUÇ
Türkiye’de adalet ve ilahi adalet geç de olsa işliyor.
Atı alanın AİHM’e takılıp düşmesi sürpriz olmaz.
İlk bindiğinde de düşmüştü zaten!