9 Eylül Gazetesi, 18.06.2017
http://gazetedokuzeylul.com/?p=74249
“Arkasında yürümem; benim önderim değil” diyebilirsiniz.
“Önüne geçip, sırtımı dönmem; güvenmiyorum” demeniz de olası!
Yine de yürümelisiniz.
Güzel ülkemiz elimizden kayıp giderken, yerinizde oturamazsınız.
Yanında yürüyebilirsiniz; dilerseniz, araya mesafe koyarak!
Eleştirilecek çok şey var biliyorum. Şüphe ile yaklaşanlara da hak veriyorum.
“Bu eylem çok daha önce yapılmalıydı, geç kalındı” diyenlere!
“Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı hukuk dışı karar ile çalınan oylarımız Enis Berberoğlu kadar değerli değil miydi? Referandumun iptali için neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine hala başvurulmadı? Yoksa Musa Çam’ın bireysel başvurusu ile yetinilecek mi?” diye soranlara!
Birlikte yürürken bu konuları konuşma ve soruları sorma fırsatımız da olur.
Geç olması, hiç olmamasından daha iyi değil mi?
Referandumda nasıl birleştiysek, yürüyüş yolunda öyle birleşmeliyiz.
Bizler de yürümeliyiz ki işin rengini turuncuya kaydırmaya, hiçbir emperyal güç cesaret edemesin.
Geçmişte yaşananlar önemsiz demiyorum, ama gelecek çok daha önemli.
ADALET’İN DURUMU
Adalet ve Kalkınma’ Partisi, Adalet’i ayaklar altına aldığı, adaletin içine siyaseti soktuğu için güç durumda.
Yıllardır iç içe geçtikleri Cemaat ile hesaplaşırken, kendilerini nasıl dışarıda tutabileceklerinin formülünü arıyorlar.
Ama nafile!
Buldukları 17-25 Aralık öncesi işbirliği suç değil, sonrası suç’ gibi formüller hukukla, adaletle, vicdanla bağdaşmıyor. Çırpındıkça batıyorlar.
Muhalefeti susturmak için milletvekillerini, yazarları içeri attıkça, dışarı çıkan damatlar sırıtıyor. Yürüyüş başlayınca birinin içeri alınması, daha da sırıtıyor.
“Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız” demiş, Gandhi. Önce adaleti, sonra Türkiye’yi düzeltmek için yürümek şart.
Şarkılar da söylenmeli, yürürken!
Zülfü Livaneli’nin Ey özgürlük’, Timur Selçuk’un 16 Haziran’ parçaları ile başlamak iyiydi. Ama en iyisi Gençlik Marşı (Dağ Başını Duman Almış)’ olur, bence. İzmir’den İzmir Marşı’ eşliğinde gelen grupla Gebze’de buluşmak daha da hoş olur.
Bu hafta yazı kısa.
Yapılacak çok iş, yürünecek çok yol var.