9 Eylül Gazetesi, 21.05.2017
http://gazetedokuzeylul.com/?author=1001002
“Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün umudum gençliktedir!”
Böyle konuşmuştu Atatürk, 1919’da!
Bir de demişti ki:
“En gerçek yol gösterici bilimdir”
İşte bu nedenlerle yok edemiyorlar Atatürk’ü…
Gençliği ve bilimi yok etmeleri gerekiyor, onu yok edebilmek için.
Ama gerçekçi olmalı ve 1946’dan bu yana önemli ölçüde yol aldıklarını itiraf etmeliyiz.
Köy Enstitüleri’nin kapanışı, yerini İmam Hatip okullarının alışı!
Türkçe ezan zorunluluğunun kaldırılışı, dinin ve etnik ayrımcılığın siyasete alet edilmesi!
Emperyal güçlerin yarattığı kardeş kavgalarını izleyen darbeler; solun yok edilişi ve Atatürkçülerin, muhalefet dahil, görevden uzaklaştırılmaları!
BİLİM VE GERÇEK’
Bilim gerçeği arar. İnandığımız, hoşumuza giden bilgilerse gerçek’ olmayabilir. Norveç’te Atatürk gibi düşün’ diye bir özdeyiş olduğu bilgisi gerçek’ değil, örneğin.
Bu yazıda kullanmayı düşündüğüm “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” ifadesinin Atatürk’e ait olduğuna ilişkin bir kanıta da rastlayamadım. Sanırım 14. Dalai Lama, Tenzin Gyatso’nun “Eğer bilim, Budizm’deki bazı inançların yanlışlığını kanıtlarsa, Budizm değişmek zorundadır” sözlerinden türetmiş, birileri!
Gerçek Atatürkçü, gerçeği aramak ve sunmakla yükümlüdür; özellikle de gençlere.
ATATÜRK’ÜN EKSİÄžİNİ BULDUM
Yıllardır Atatürk’ün yaptığı bir yanlışı ararım. Sonunda yanlışını değil, ama eksiğini buldum. Üstelik vizyonerliğinin tavan yaptığı Gençliğe Seslenişi’nde!
İktidarda bulunanların aymazlık, sapkınlık ve dahası hainlik içinde bulunabileceklerini; kişisel çıkarlarını, istilacıların siyasal istekleriyle birleştirebileceklerini’ öngörmüş, Atatürk.
Ama muhalefette bulunanların da aynı etkinliklerde bulunabilecekleri, onun bile aklına gelmemiş.
Atatürk ilke ve devrimlerini savunacak, halkın oylarına sahip çıkacak, hukuk dışı uygulamalar karşısında sesini yükseltip, halkı meydanlara davet edecek, gençlere seslenecek muhalefet liderlerine gereksinim duyuyoruz.
Atatürkçülere bugün düşen görev, Atatürk ilkelerine bağlı bir muhalefet oluşması için çaba sarf etmek ve gençlere ulaşıp, anlayabilecekleri biçimde Gerçek Atatürk’ü anlatabilmek…
Köşe yazısı, kitap ve konferanslarla, bunun için çalışmayı sürdüreceğim.
TRAJEDİ Mİ? KOMEDİ Mİ?
Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart, Sözcü Gazetesi FETÖ’cü; Topbaş’ın damadı Kavurmacı değil!
Her taraf kaynıyor, ama AKP’de FETÖ’cü yok!
Trajedi mi, yoksa komedi mi, bilemedim!