9 Eylül Gazetesi, 05.02.2017
http://gazetedokuzeylul.com/?p=61478
Hayır’ kazanacak!
Hem de az farkla değil.
Çünkü Hayır’ diyenler son derece tutkulu; göğüslerini gere gere, çok sayıda somut veri ve kanıta dayanarak konuşuyorlar.
Çünkü statlar “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sesleri ile çınlıyor.
Çünkü “Ne demek hakimiyet milletindir?”, “Hem laik, hem Müslüman olunmaz” diyenler bile şimdi Evet kampanyasında Atatürk resmi kullanarak kafaları karıştırma’ telaşındalar.
Çünkü Evet’ diyenler süklüm püklüm! “Dedim, ama bir sorun neden dedim?” havasında savunmadalar; gerekçeleri ise çok havada ve soyut.
Çünkü kararsızların büyük bölümü bu nedenlerle Hayır’a kayıyor ve kaymaya devam edecek.
Çünkü sadece MHP’nin büyük bölümü değil, AKP’ye oy vermiş önemli sayıda seçmen de Hayır’ diyecek.
Çünkü Türk insanı gereğinde parti değiştirmeyi bilir ve kazanandan yana olmayı sever.
AKP ve Erdoğan neden böyle bir yola girdi?
10 yılı aşkın süredir kılcal damarlarına kadar iç içe geçtikleri FETÖ’nün soruşturması, ilerledikçe siyasilere dayandı. Birkaç kurban bile verilse, sıra ister istemez “Ne istediler de vermedik?” diyenlere gelecekti. Hızla gündem değiştirmek ve zırha bürünmek gerekiyordu.
Başta ABD, dış güçlerin baskıları da etkili oldu, kuşkusuz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ABD’nin zorlamasıyla, Almanya ve Japonya’nın hiç istememelerine karşın, Anayasa’larını nasıl değiştirmek zorunda kaldıklarını, duayen diplomat Sayın Onur Öymen’den dinlemiştim. Aynı güçlerin Türkiye’yi bölmek için Anayasa’yı değiştirmeye çalıştığını savunan Öymen soruyordu: “Ne oldu? Biz savaş mı kaybettik?”
Ne yapmalı?
İki amacımız olmalı!
1-Potansiyel Hayır’ seçmeninin (CHP’li, öğrenci, genç gibi) mutlaka oy kullanmalarının sağlanması.
2-Özellikle MHP ve AKP’ye oy vermiş seçmeni Hayır’a ikna etmek.
Önce bilgilenmeli, ardından bilgilendirmeliyiz. Konularında uzman vatanseverlerden öğrendiklerimizi özellikle MHP ve AKP seçmenine aktarmamız gerekiyor.
18 yaşında askerliğini yapmamış bir Cumhurbaşkanı yardımcısının, Cumhurbaşkanlığına vekalet ederken Ordu’ya komuta edebileceği veya Meclis’i fesih edebileceği; 123. maddedeki değişiklikle, Cumhurbaşkanı’na Türkiye’yi eyaletlere bölme yetkisi’ verileceği gibi!
Bahçeli’nin önceki başkanlık karşıtı söylemlerini; şehide “Kelle”, Apo’ya “Sayın” diyen Erdoğan’ın “Her türlü milliyeti ayaklarımın altına aldım!” gibi ifadelerini anımsatmakta yarar var.
Belki de en önemlisi, Evet’ oyu vermeyi düşünebilecek insanları koyun’ gibi benzetmelerle aşağılayanları uyarmak! Eğitimsiz olabilirler, ama kesinlikle koyun’ değil bu insanlar; yeterince eğitim görmemiş olmalarının suçu da kendilerinde değil. Bu yaklaşımın en çok Erdoğan’a yaradığını artık anlamalı, bu insanlarla iletişim kurarak, gerçekleri anlatmalıyız. Kolay değil; çünkü insanları kandırmak, kandırılmış olduklarına inandırmaktan çok daha zor.
Kılıçdaroğlu’nun “Meydanlarda CHP değil, Türk bayrağı olacak” yaklaşımı, yani kampanyanın partiler üstü olması, doğru strateji.
Sandıklara sahip çıkmamız da şart; Oy ve Ötesi’ne yine önemli iş düşüyor.
En önemlisi, herkesin “Hayır” diye haykırması!
Yüksek sesle!
Göğsünü gere gere!