9 Eylül Gazetesi, 02.10.2016
http://gazetedokuzeylul.com/?p=52851
Fransız ihtilalinin ve aydınlanma çağının üç sloganından ilkinin, yani özgürlüğün önemini, OHAL uygulamaları ve kanun hükmünde kararnameler sayesinde iyice anladık. Peki, ya eşitlik ve kardeşliğin?
Sorunlarımızın kökeninde bu kavramları yeterince sindirememiş olmamızın etkisi olabilir mi?
Türk insanı olarak olumsuz yönlerimizle yüzleşebiliyor muyuz?
Çok kolay bölünebiliyoruz, örneğin. Yüzde 99 aynı düşünenler, yüzde 1’lik fark üzerinde yoğun tartışmaların ardından bölünüp, rakip iki gruba ayrılabiliyor; bu gruplardan yeni gruplar da doğabiliyor.
Â
Ümit Kocasakal
Hep baş olmak istiyoruz ve koltuğu kapan, onunla bütünleşiyor, adeta! İstanbul Barosu’nda altı yıldır sürdürdüğü başkanlık görevine yeniden aday olmayacağını açıklayan Ümit Kocasakal’ın şu sözleri çok önemli:
“Bazı şeylerin kendiliğinden ve tadında bırakılması gerektiğine inanıyorum. Gerçekten, bu görevleri üstlenmek kadar, iktidarın, makamın büyüsüne kapılmadan, insanların teveccühünü, sevgi ve saygısını suiistimal etmeden, zamanında bırakabilmeyi de bilmek gerekir.”
Tanımaktan çok mutlu olduğum Sayın Kocasakal’ı kutluyor ve başarılar diliyorum. Başarısızlıkları katlandıkça, koltuğa yapışanlara örnek olur umarım. Siyasette onun gibi donanımlı ve ilkeli isimlere çok gereksinim var.
Eşitlik ve Empati
Bir sorunumuz da gücü ele geçirenin, karşısındakileri eşit görmemesi ve büyük toplulukların, içlerindeki küçük topluluklara eşit ve kardeşçe yaklaşamamaları! Toplumun tüm kesimlerinde yaşanabiliyor, bu sorunlar; tıp fakültelerinde bile!
Tıp kökenli olan çoğunluk; biyolog, veteriner hekim veya kimyacıları; uzman olan çoğunluk, doktoralıları; anabilim dallarındaki çoğunluk, küçük bilim dallarındakileri bazen eşit’ görmeyip, kardeşçe davranmayabiliyor; çoğu kez yaptıkları yanlışın farkında bile olmadan.
Türkiye’de Kürt’ olmanın ne demek olduğunu, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Türkleri görünce; Yahudi’ olmanın ne demek olduğunu ise, yakın bir dostumuzun kızının evlilik töreni için İstanbul Neve Şalom Sinagogu’na girişimizde, güvenlik önlemlerini şaşkınlıkla izlerken anladım.
Â
Eski Türk Filmleri ve Demokrasi
Kardeş deyince, AKP-Cemaat kavgası ve eski Türk filmleri geldi aklıma! Amerikan aksanıyla konuşan anne, beklenmedik anda “Durun, siz kardeşsiniz” deyiverecek gibi sanki!
Demokrasiyi sadece darbeye karşı durma’ olarak pazarlayanlara:
“Benim tarikatım iyi, seninki kötü” demekle, OHAL’i uzatmakla olmuyor, demokrasi!
Laiklik, özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ olmayınca, hiç olmuyor!
Çözüm Yolları
Çözüm, kendimizi karşımızdakinin yerine koyabilmekte, yani empati’ kurabilmekte!
Çözüm, eşitliği benimseyip, birbirimize kardeşçe yaklaşabilmekte!
Türk, Kürt, Çerkez, Laz; Alevi, Sünni, Hristiyan, Yahudi; dindar, laik! Hepimiz kardeşiz.
Birbirimizi eşit’ olarak görüp, kardeşçe’ yaklaşırsak; birbirimizin kökenine, dinine, siyasi düşüncesine saygı duyarsak, çözemeyeceğimiz sorun yok.