ulgenzekiok.fw

Atatürk ve Ömer Dinçer Milliyet Ege 13.05.2007

Yıllardır bürokrasinin başında bulunan eski başbakanlık müsteşarı, yeni AKP milletvekili aday adayı Ömer Dinçer’in bir makalesinde öne sürdüğü ve bugüne dek değiştirdiğini bildirmediği görüşleri ile Atatürk’ün bazı sözlerini alt alta koyunca ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.


”Halk için halk adına yönetim diye tarif edilen Cumhuriyet kavramının, aslında artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür.”
”… Türkiye’de Cumhuriyet ilkesinin, yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslam’la bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi bir çok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.” (Ömer Dinçer, Bilgi ve Hikmet, Güz-1995, Sayı 12)
* * *
”Bizi yanlış yola sevk eden kötü yaradılışlılar, bilirsiniz ki, çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep dini kural sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden kötülükler hep din perdesi arkasındaki dinsizlik ve kötülükten gelmiştir.”
”Milletimizin içinde gerçek din adamları, din adamlarımız içinde de milletimizin hakkıyla iftihar edebileceği bilginlerimiz vardır. Fakat bunlara karşı hoca elbisesi altında gerçek ilimden uzak, gereği kadar öğrenmemiş, ilim yolunda gereği kadar ilerleyememiş hoca görünüşlü cahiller de vardır. Bunların ikisini birbirine karıştırmamalıyız.” (Atatürk, 1923)
”Halkın temiz, saf duygularından yararlanarak milletin maneviyatına el uzatan kimseler ve onların izleyicileri ve taraftarları elbette ki bir takım cahillerden ibarettir. Bunlar Türk milleti için sorun oluşturacak durumların meydana gelmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında devamlı yol almasına engel olmaya çalışanlar hep bu kurumlar ve bu kurumların mensupları olmuştur. Millete anlatmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lazımdır. Bunların varlığını hoşgörü ile karşılayanlarla Menemen’de Kubilay’ın başı kesilirken kayıtsızlıkla seyretmeye katılanlar ve hatta alkışlamaya cesaret edenler aynıdır.” (Atatürk, 1931 )
Bu tablonun üst bölümünden hoşlanmadıysanız, mümkünse annenizi de alıp, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yerinizi almalı, oyunuzu kamuoyu yoklamalarında barajı kesinlikle geçen ve AKP ile koalisyon kurma olasılığı olmayan partilere vermelisiniz. ”Bir kişi neyi değiştirir?” demeyin, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Sabih Kanadoğlu’nun neleri değiştirdiğini düşünün, hem de aktif görevde değilken. Tüm annelerin günlerini kutlarım.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları

Diğer Yazıları