9 Eylül Gazetesi, 15.11.2015
http://gazetedokuzeylul.com/?p=28128#comment-1532
CHP delegesi karar verecek; ya “Kılıçdaroğlu ile devam” diyecek; ya da Yeni CHP’nin yanlış gidişine “Dur” deyip, Atatürk’ün Altı Ok’una temellenen Gerçek CHP’ye geri dönülmesini sağlayacak!
Seçim öncesi CHP’yi destekleyip sustuk; ona zarar gelmesin, halkın desteğiyle önseçimi kazanmış, bizleri temsil edecek adaylar Meclis’e girebilsin diye. Ama şimdi eğri oturup, doğru konuşmanın tam zamanı!
Kılıçdaroğlu’na karşı olma nedenlerim:
1- Öncelikle bir senaryo’ uyarınca partinin başına geldiğini düşünüyorum. Washington / Stockholm kökenli Central Asia-Caucasus Institute tarafından hazırlatılmış Prospects for a Torn Turkey: A Secular and Unitary Future?’ başlıklı raporun (http://arsiv.setav.org/ups/dosya/27976.pdf) 74. sayfasındaki senaryo’da şunlar yazıyor:
“Deniz Baykal sonunda CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmeye ikna edildi ve yerine AKP’nin üst düzey çevrelerindeki yaygınlaşmış ahlaksızlık ve yozlaşmanın açığa çıkmasına katkı sağlayarak halkın dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu geçti.”
Bu senaryo’nunyazılmasından bir buçuk yıl sonra, Baykal’ın bir seks kaseti kullanılarak istifaya ikna edilmesi’ ve yerine Kılıçdaroğlu’nun geçmesi, aşağıdaki maddelerle birleşince son derece anlamlı’, bence.
2- Soros’un TESEV’inin 183 numaralı kurucu üyesinin Kılıçdaroğlu olması.
3- Yeni CHP’ teriminin ilk kez 2010’da Cumhuriyet Gazetesi’nde Washington Institute for Near East Policy Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay’ın Yeni Kemalizm’ başlıklı yazısında “Deniz Baykal‘ın görevinden nahoş biçimde de olsa ayrılışı, Türk siyasetinde bir fırsat penceresini araladı” ve“! Kemalizmi halkın çoğunluğunun gözünde daha çekici hale getirirse, 2011 genel seçimlerinde AKP’yi zorlayabilir” ifadeleri ile birlikte yer alması!
4-Wikileaks belgelerinde TR 705 kod adı ile CIA ajanı olduğu ortaya çıkan Sezgin Tanrıkulu’nun genel başkan yardımcısı olması.
5- 2007′de “CHP Sosyalist Enternasyonal’den çıkarılsın” diye imza veren, 2011′de Kılıçdaroğlu’na Çakma Gandi’, yakın zamanda “CHP’den Ulusalcılar giderse güçleniriz” diyen, kadın kontenjanınından’ parti meclisine girebilen Bekaroğlu’nun genel başkan yardımcısı olması.
6-Bu kişiler genel başkan yardımcılığına layık’ görülürken, laik’ ve Atatürkçü Onur Öymen, Şahin Mengü, Birgül Ayman Güler, Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum gibi isimlerin bir bir tasfiyesi ve yerlerinin doldurulamaması.
7- 2004’teki bir sonuç bildirgesinde “AB’nin Şeriat konusu içinde yer alan recm ve benzeri ceza uygulamalarını insanlık dışı diye nitelendirmesini kınıyoruz. Bu ülkelerin iç içişlerine karışmaktır.” ifadelerinin altında İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri olarak imzası bulunan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi; sonradan Meclis Başkanlığına uygun bulunmaması.
8- Kılıçdaroğlu’nun, Fethullah Gülen’e yakınlığı bilinen Hüsamettin Özkan gibi isimlerle ve DSP-MHP-ANAP koalisyonunu bozup, Yeni Türkiye Partisi’ne çalım atarak, AKP’yi iktidara getiren Kemal Derviş ile yakın ilişkileri!
9- Kendi şehrinden adaylığa cesaret edememesi.
Liste uzar… Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek delegelerin tüm bunları içlerine sindirmeleri gerekiyor. Rakipleri tek adayda birleşirse, Kılıçdaroğlu’nun işi zor; az farkla kazanırsa, partinin bölünmesi de olası.
Kimseyi desteklemiyorum!
“CHP’nin kurtarıcılara değil, ideolojik netliğe, yitirdiği kurumsal, siyasal hafızasını geri kazanmaya, fikri tazelenmeye ihtiyacı var” diyen Ümit Kocasakal’la aynı görüşteyim.
Terörün her türlüsüne ve terörü destekleyenlere lanet olsun.