9 Eylül Gazetesi, 24.05.2015
http://gazetedokuzeylul.com/?p=14053
Yaklaşık bir haftadır bilimsel bir kongreye katılmak amacı ile İran’dayım. Geçen yıl düzenlediğimiz uluslararası bir sempozyumda konuk ettiğimiz Prof. Rokni’nin davetini sevinerek kabul ettim ve bu komşu ülkedeki yakın akrabalarımızı yerinde tanımanın yanında, farklı ülkelerden birçok dost edinme fırsatı buldum.
İran’daki günlerimin düzenlemesini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde geçmişte birlikte çalıştığımız Prof. Hüsrev Hazreti Tappeh yaptı; üç gün sürecek kongreden birkaç gün önce Tahran’a gelip, birkaç gün sonra Tebriz’den döneceğim biçimde ayarlandı.
Türk Hava Yolları uçaklarının çoğu sabaha karşı Tahran’da oluyor; İran’daki günlerime yorgun başlamamak için yerel saatle 23:30’da (İran bizden bir buçuk saat ileride) Tahran’da olabileceğim tek uçağı seçtim. Beni karşılayan sevgili Hazreti ile birlikte üniversitesinin misafirhanesinde iki gece kaldık. İlk gün Prof. Rokni’nin, aynı zamanda İran’ın referans laboratuvarı olan Tahran Üniversitesi’ndeki bölümünü gezdik. Tanışma fırsatı bulduğum çalışma arkadaşlarının çoğunun kadın olması dikkat çekiciydi. Rokni daha sonra bizleri 435 metre yüksekliğindeki dünyanın en yüksek altıncı binası olan Milad Kulesi’ne çıkardı; ardından evinde eşinin hazırladığı enfes meyve suları ve böreklerle ağırlandık.
İran halkı Türklere çok sıcak bakıyor, son derece misafirperver ve sıcak insanlar. Türk dizilerine ilgi büyük; “Manisa’da çalışıyorum” dediğimde “Şehzade’nin sürgüne götürüldüğü yer” yanıtını aldım, birkaç kez. Birçok kadının son derece bakımlı ve makyajlı olması; çoğunluğunun saçlarının sadece arka bölümünü ince bir tülbentle kapatması, İran’da bazı şeylerin değişmeye başladığının göstergesi!
Tahran’daki ikinci günümüzde Hazreti ile devrik İran Şahı’nın saraylarının ve Askeri Müze’nin de içinde bulunduğu Sadabad Tarihi Kompleksi’ni gezdik. Sarayları, önceden gezmiş olduğum başka ülkelerde gördüklerime oranla daha küçük ve ihtişamdan uzak buldum. Saraylarda ve Askeri Müze’de flaşsız fotoğraf çekimine izin verilmemesi yanlış bir uygulama; umarım vazgeçerler.
Millet Sarayı Müzesi’nde Şah’ın ofisi, küçük ve büyük yemek salonları, karşılama salonu, tören, oturma, bekleme ve bilardo odaları ile kanepesinin üzerinde ropdöşambırının da yer aldığı Şah’ın günlük odası yer alıyor. Yeşil Saray’daki on binlerce minik aynadan oluşan Aynalı Oda’nın fotoğrafını çekebilmeyi çok isterdim. Kraliyet Arabaları Müzesi’nde arabaların yanında bu arabalarla çekilmiş fotoğraflar da yer alıyor.
İkinci günün akşamında uçakla Gilan eyaletinin Reşt şehrine geldik ve otobüsle kongrenin yapılacağı Lengerud şehrindeki Setareh Derya Oteli’ne geçtik. Otelin arkası Hazar Denizi’ne, önü ise çok güzel kuğuların yüzdüğü, başarılı bir peyzaj düzenlemesi ile çevrilmiş bir gölete bakıyordu.
Kongre organizasyonu çok başarılıydı; İranlı bilim insanları iyi İngilizce konuşuyor ve kadınlar çoğunlukta! Yarım günlük bir boş zamanda, 2 saat uzaklıktaki Karadeniz doğasını andıran Masuleh kasabasında merdiven şeklinde dizilmiş evlerin damlarının üzerinde yürüdük.
Kongrenin son günü uçakla Tahran’a döndük ve diğer bir uçakla Hazreti’nin yaşadığı Urmiye şehrine vardık. Hazreti’nin eşi Sima’nın hazırladığı çok zengin bir kahvaltının ardından Urmiye Üniversitesi yetkilileri ile görüşmeye hazırlanıyoruz. Urmiye’den araba ile Tebriz’e geçeceğiz; biraz dolaşıp alış veriş yaptıktan sonra Türkiye’ye döneceğim.
İran’dan sevgilerle!
Not: Doğa ve İnsan’ temalı ilk kişisel fotoğraf sergim, 27 Mayıs 2015 Çarşamba günü Saat: 11:00’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’in açılışını yapacağı, Cumhuriyet Meydanı yakınındaki Ayvalık ÇYDD Fahamet – Ali Kemal Sabuncugil Eğitim Evi’nde 8 Haziran 2015 tarihine kadar izlenebilecek, fotoğraflar ÇYDD’ye bağış yapanlara hediye edilecektir.