9 Eylül Gazetesi 10.05.2015
http://gazetedokuzeylul.com/?p=12956
Dev sanatçılarımızı sonsuzluğa uğurluyoruz ardı ardına! Prof. Dr. Talât Sait Halman, Müzeyyen Senar, Yaşar Kemal ve Kayahan’dan sonra Zeki Alasya’yı da yitirdik.
Neden bilmem; Zeki – Metin ikilisinden Zeki’ye hep daha fazla sempati duydum. Tiyatro yeteneği belki Metin Akpınar kadar yüksek değildi, ama daha doğal, dürüst, sevecen ve cesurdu Zeki Alasya; hem oynadığı rollerde, hem de gerçek yaşamında!
Zeki Alasya’nın ardından nefret kustu bazıları; cenazesinin camiden kaldırılmaması gerektiğini’ bile söyleyebildi bir tanesi. Oysa Zeki Alasya ne dine, ne de dindar insanlara karşı idi. Bir televizyon programında din düşmanı olmadığını, ibadet eden temiz bir Müslüman olduğunu’ açıkça ifade etmişti. O, dini siyasete alet ederek çıkar sağlayan, Allah ile aldatan‘ sahtekârlara karşı idi.
Bir televizyon programında Türkiye’deki sanatçı aydınların dünyanın belki de en geri kalmış sanatçı ya da aydınları olduğu (ne demekse); bir esnaf kadar bile zeki olmadıkları, iyi bir film çekemedikleri, iyi bir kitap yazamadıkları’ iddia edildi; Zeki Alasya’nın saygıyla hatırlanan bir tablo ortaya koyamadığı’ söylendi.
Oysa, Zeki Alasya- Metin Akpınar ikilisinin hiciv dolu esprilerine gülerek ve düşünerek büyüdü, bizim kuşak! Başarılı sinema filmlerine imza attılar, ama en unutulmaz eserleri Devekuşu Kabare Tiyatrosu ile sahneye koydukları oyunlardı. Aşk Olsun, Beyoğlu Beyoğlu, Deliler, Dün Bugün, Reklamlar ve Yasaklar’ gibi oyunlar yıllarca kapalı gişe izlendi.Birçoğu bugün bile güncelliğini koruyan bu oyunlar, televizyon ve video sayesinde Türkiye’de en çok izlenen ve beğenilen eserler arasına girdi.
Yobazlar Zeki Alasya’yı neden sevmez?
Bildiği doğruları kıvırtmadan söylediği için olabilir mi?
Örnek mi? “Bazen diyorlar; ‘Zeki ile Metin tekrar bir araya gelseler bir şeyler yapsalar.’ Bir şeyler yapmaya kalksak ne olacağını üzülerek söyleyeyim; oynamaya başladığımızın 3. günü yasaklanırız, başımıza gelmedik bela kalmaz. Bugün bu şartlarda; ülke yöneticilerinin tiyatroya, sinemaya, özgür iradeye böyle bir tavırla yaklaştığı bir ortamda, ülke gerçeklerini ne kadar eleştirebilir ve nasıl ortaya koyabilirsiniz? Maalesef mümkün değil.”
“12 Eylül döneminde tiyatro yaptınız. Türkiye’nin bugün mizah durumu nedir?” sorusunu ise şöyle yanıtlamış Alasya: “Kenan Paşa beni çağırdı. Çok şaşırdım, gittim! !Konuşmanın bir yerinde Bize hiçbir şey yapmıyorsunuz. Niye bizimle uğraşmıyorsunuz?’ dedi. Sayın Devlet Başkanım siz farkında değilsiniz, çok fena uğraşıyoruz’ dedim. O dönem iyiydi yani. En kritik dönemdi, ağzını açan içerde buluyordu kendini. Bugün o türden oyunlar yapılmaz. Çünkü bugünkü yöneticilerimiz o kadar tahammüllü değiller.”
Â
Tiyatro bugün ne durumda?
Tiyatrodan ihracı ve memurluk haklarının feshi istemiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen tiyatrocu Levent Üzümcü ve sansüre karşı çıkıp, AKM’yi çürümeye bırakanlara dur diyen ilk Kültür Bakanımız rahmetli Prof. Dr. Talât Sait Halman’ın kızı Defne Halman’a karşı yürütülen linç kampanyası Alasya’yı haklı çıkarıyor.
İyi insan’ olmak
2013’te onuruna düzenlenen Ustalara Saygı’ gecesinde özetle şunları söylemiş Alasya: “Yola çıkarken bir karar verdim. Hatalarımı, aksaklıklarımı, pürüzlerimi temizlemeye başladım. Atabildiğim kadar attım bütün pisliklerimi; iyi insan olmaya karar verdim. Öğrencilerime şunu söyledim: Çok iyi bir oyuncu olabilirsiniz. Ama en önemlisi iyi insan olmaktır.’ Bu zamana kadar bilerek hiç hata yapmadım. İstemeden, farkına varmadan yaptığım bütün hatalar için hepinizden özür diliyorum.”
Bence Pürüzlerini düzeltmiş, pisliklerini atmış, iyi’ bir insandı Zeki Alasya!
Ona pislik atıp, kul hakkı yiyenler ıslah olur, umarım.
Â
Haftanın Sözü:
“Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz; bakan olabilirsiniz; dahası, Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama sanatçı olamazsınız.”  Mustafa Kemal Atatürk