9 Eylül Gazetesi, 29.03.2015
http://gazetedokuzeylul.com/?p=9606
Siyasi görüşüm Bülent Arınç ile taban tabana zıt! Yeni Anayasa’ girişimlerini çok yanlış buluyorum ve benim gibi düşünenlerin çoğunun kendisinden hoşlanmadıklarının farkındayım. Arınç’ı daha nesnel değerlendirebilmek için yazı arşivime baktım, önce…
“Ben dört dönem milletvekilliği yaptım! … Meclis Başkanı olarak bir ricam olsa kimse geri çevirmezdi! Â !Başkanlıktan ayrılınca bir araç ihtiyacı doğdu. Audi marka bir aracı beğendik. 102 bin YTL bu araç. Bütün birikimlerimizi çıkardık 65 bin YTL para çıktı. TBMM Vakıfbank’tan 40 bin YTL kredi çektim. 2,5 yıl daha ödeyeceğim. Önemli bir siyasetçi olarak yıllar süren birikimlerin sonunda 65 bin YTL ancak çıktı. Ben aptal ya da enayi değilim. Ama bir siyasetçinin kendine dikkat etmesi lazım” sözleri nedeniyle kendisini kutlamışım (Milliyet Ege,14.09.2008).
Yeri geldiğinde de eleştirmişim! Sayın Boyner ya da öyle düşünenler iktidara gelirlerse porno siteleri ya da diğer konularda istediklerini serbest bırakabilirler’ şeklindeki sözlerini TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner gibi, ben de ileri demokrasi’ açısından son derece korkutucu’ bulmuşum(Haber Ekspres, 29.05.2011).
” Ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım’ diyen birisi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda oturuyor” ve “Yapacağımız işin alaturka olmaması lazım” sözleri nedeniyle bir kez daha kutluyorum, kendisini.
Arınç, bugün söylenmesi gerekenleri söylüyor, bence. Önceden sustuğu da söylenemez! Ayrıca koca partide bunu yapabilen başkası da yok.
Arınç, Gökçek’in dava açmasından neden korkmaz?
Korkmaz, çünkü geçmişte daha zor günler geçirmiştir. “Bence bu feryada (Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın) kulak vermek lazım” sözleriyle milletvekillerinin, gazetecilerin ve subayların tutuklu yargılanmalarına itiraz etmesinin (Hürriyet Ege, 03.12.2010 tarihli yazım) ardında, belki şu günlerin de payı vardır:
1985 yılında Manisa’da yaptığı bir konuşma nedeniyle 163. maddeden 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Arınç, hapis yatmak için hazırlık yaparken; karar, sürpriz bir şekilde, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından “Sosyal devlet düzenini eleştirmek suç değildir” şeklindeki bir tek cümle ile bozulur!
Â
Arınç’ı hapisten kim kurtardı?
Arınç’ın “Altın harflerle yazılması lazım” dediği bu nesnel kararın altında hukukun üstünlüğüne gönül vermiş’ bir ismin imzası var. Bugün Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı’ ve Türk Hukuk Kurum Başkanı’ olan Sabih Kanadoğlu’! Dava raporu da aynı kişi tarafından kaleme alınmış.
Arınç’a saygı duymamın asıl nedeni
Bülent Arınç’la bir kez görüştüm. Celal Bayar Üniversitesi yönetimi olarak, kendisinden, o sırada en önemli sorunumuz olan Muradiye yerleşkesinin yolunu kısaltmak için Gediz üzerinde bir köprü ve yol konusunda yardım ricasında bulunmuştuk. Olumlu karşılamış, verdiği sözleri tutmuş ve sorunumuz çözülmüştü. Ancak, kendisine saygı duymamın pek bilinmeyen asıl nedeni başka:
“2003 yılında ABD askerinin kabulüne ilişkin 1 Mart tezkeresinin Meclis’te reddedilmesinde oynadığı çok önemli rol!”
Arınç’ın Gökçek ve Erdoğan’dan farkları ne?
1-Kaybedecek bir şeyi yok (birkaç ay sonra siyaseti bırakmayı planlıyor).
2-Yıllardır kendisinin ve yakın çevresinin mal varlığında önemli bir artış yok.
3-Milli görüş gömleğini hiçbir zaman çıkarmadı.
4-Deneyimleri ona bir dönemin bittiğini söylüyor; yakın gelecekte zırhı kalktığında halkın arasında rahat’ olmak istiyor ve diğerlerinin aksine öyle olacak! (Tüm AKP’lilerin dikkatine)
Özetle:
Bazı dostlar kızabilir; ama inandığı doğrular için (bazıları benim için yanlış da olsa) uğraş veren Bülent Arınç’ı, Gökçek ve Erdoğan ile aynı kapta değerlendirmem olası değil. Kendisini Kemal Derviş veya Sarıgül gibi solcu’lara da tercih ederim; hem de hiç düşünmeksizin!
Not: Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’a ve Atila Sertel’e seçimde başarılar dilerim.
Â
Haftanın Sözü:
“Doğru olan şeyi görmek, fakat bunu yapmamak cesaretsizliktir.”  Konfüçyüs