9 Eylül Gazetesi 08.03.2015
http://gazetedokuzeylul.com/?p=7860
Etik değerlerin ayaklar altına alındığı pek çok olayın temelinde iktidar’ ve para’ hırsının yattığını fark ettiğimde, Ezginin Günlüğü’nün solisti Hüsnü Arkan’ı anımsadım.
10 yıl kadar önceydi! Öğrencilerimizin isteğiyle Ezginin Günlüğü grubunu konser vermek üzere Manisa’ya davet etmiştik. Kendilerini ağırladığımız Rektörlük karşısındaki Sosyal Tesisler’de, konser öncesinde tanışmıştık, Hüsnü Arkan’la! Doğallığı, mütevazılığı, saygısı çok hoşuma gitmiş, kısa zamanda sohbeti derinleştirmiştik. Milliyet Ege’de haftalık köşe yazıları yazmaya başladığımı söylediğimde, “Hocam, bize de yazsana” dedi ve anlattı. Bir grup arkadaşı ile birlikte bir internet sitesinde kısa yazılar yazıyorlardı. Ancak sitenin adı benim yazmama engeldi:
“Kusura bakma” dedim, “Yazardım, ama ben şimdi iktidardayım; yazarsam garip olur”. Hak verdi; gülüştük ve ayrıldık. Sitelerini incelediğimde; özellikle Levent Mete ve Sevgili Hüsnü Arkan’ın yazılarını çok beğendim. Halen ara sıra siteye girer; yazıları okurum.
Son zamanlarda yaşadığım bazı olaylar, bu siteyi getirdi aklıma! Basit bir koltuk veya üç kuruş para uğruna, etik değerlerin ayaklar altına alınışından bahsediyorum. Yaş ve eğitim düzeyinden de bağımsız bu durum! Yedisinden önce, anaokulunda başkan’ olmak isteyen çocukta da görülebiliyor; 77’sini aşmış profesörde de! Dostluğun, arkadaşlığın, etik değerlerin önemi yok; tek önemli şey iktidar’ ve/veya para’! Değişen Türkiye’de bu tür olayların çoğunluk tarafından normal’ olarak algılanmaya başlanması, üzüntümün bir diğer kaynağı!
Â
İktidar’ düşkünlerine ne yapmalı?
Bu soruyu yanıtlarken rahmetli Hocam Prof. Dr. Ali Menteş’i anmadan geçemeyeceğim. Önceden dost olduğu, ancak gerçek yüzünü gördükten sonra soğuduğu bir insan için şunları söylemişti bana: “Artık ona baktığımda, arkasındaki duvarı görüyorum”.
Bence de en güzeli bu! İktidar ve para uğruna etik değerleri, dostluğu ve toplum/kurum çıkarlarını hiçe sayanlara karşı yapılması gereken şey, onları yok saymak (göz ardı etmek) ve ilişkiyi kesmek! Bu insanlarla mücadeleye girişmek, onların düzeyine inmeyi gerektiriyor, çünkü. En iyisi onları iktidar’ları ve para’ları ile baş başa bırakıp, çekip gitmek; yani iktidarsızlığa ulaşmak’!
İktidarsızlık’ nedir?
Hüsnü Arkan, Yiğit Bener ve Levent Mete internet sitelerinde bu terimi şöyle açıklamışlar:
“İktidar! iktidar! iktidar! Güçlülerin iktidarı! Para babalarının, mevki sahiplerinin, silahlıların iktidarı! Şu ya da bu ırkın, dinin, dilin, sınıfın, partinin, gurubun, yaşın ve malum cinsiyetin iktidarı! Devlette, partide, dernekte, hatta muhalefette iktidar! Sokakta, işte, okulda, hatta üniversitede iktidar! Bilimde, medyada, sanatta, hatta edebiyatta iktidar! Evde, ailede, sevgide, hatta yatakta iktidar! Hep iktidar, her yerde, her zaman iktidar!
İktidara tepki buluşturmuş onları: Bir psikiyatr, bir çevirmen, bir de müzisyen, üçü de aynı yaşta, üçü de benzer deneyimler yaşamışlar, geçmişleriyle benzer biçimlerde hesaplaşmışlar, üçü de kırkından sonra azmış, romanlar yazmışlar… Dünyada yaşanan her haksızlığın, her melânetin, her cinayetin arkasında iktidarın olduğunu anlatmaya çalışmışlar! Sonra da bir internet sitesi kurup iktidarı birlikte taşlamaya karar vermişler! Yani bunlar artık iktidar istemiyorlarmış, iktidarsız olmak istiyorlarmış, iktidarsızlığı istiyorlarmış: İktidarsızlık, her alanda iktidarsızlık, siyasette, ekonomide, toplumsal ve özel yaşamda iktidarsızlık!”
Ne diyeyim?
Darısı başınıza!
Haftanın Sözü:
“İktidar koltuklarını para ile satın alanlar, masraflarını geri almak için çabalarlar.”  Aristoteles
Not: Başta annem, kayınvalidem ve eşim olmak üzere tüm kadınlarımızın günlerini kutlarım.