ulgenzekiok.fw

Ağlayan Bir Çocuk Ölü Bir Çocuktan İyidir Milliyet Ege 11.04.2004

Bir Başka Gözle

    Ağlayan bir çocuk, ölü bir çocuktan daha iyidir
    Geçtiğimiz günlerde trafik canavarının korkunç yüzü kendini bir kez daha gösterdi ve Konyaspor Teknik Direktörü Tevfik Lav’ı aramızdan aldı.


    Oysa kendisiyle bu üzücü olaydan yalnızca dört gün önce hiç kopamadığı okulu Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nun önünde karşılaşmıştık; yaptığı nazik çay davetini verdiğim bir randevu nedeniyle “İnşallah bir dahaki sefere” diyerek kabul edememiştim. Bir daha seferki buluşmamız ilkinden yalnızca 20 metre ötedeydi.
    Üniversitesindeki hocaları, dostları ve sık sık sohbet ettiği öğrenciler onun için çok güzel bir tören düzenlemişler, onu son yolculuğuna uğurlamak için bir araya gelmişlerdi.
    Yapılan konuşmalarda herkes hemfikirdi: Tevfik Lav sevecen, çok okuyan, kazandığı bilgileri pozitif enerjisiyle birlikte çevresine yayan; adam gibi bir adamdı. Kardeşleri ve Ersun Yenal yaptıkları duygu yüklü konuşmalarla onu ne kadar sevdiklerini haykırırken, herkesin gözleri dolmuştu.
    Sevgili Tevfik Lav’ı bir kez daha saygıyla anıyor, kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
    Peki bu trafik canavarı neden bu kadar güçlü? Bu gücünü nereden alıyor? Yapılan mücadelede eksiklerimiz neler?
   
    * * *
   
    Kanımca en büyük eksiklik eğitime başlama yaşında. Eğitime yaşamın ilk gününden itibaren başlanmalı. Çocuklar bebeklikten itibaren yaşlarına uygun yapıda ve araca uygun biçimde yerleştirilmiş özel koltuklara bağlanmalı; bu konuda hukuki düzenlemelere gidilmeli; sürekli kontroller yapılmalı ve caydırıcı cezalar uygulanmalı. Gelişmiş ülkelerde arabanın arka koltuğunda kucağınızda sıkı sıkıya tutmuş olduğunuz çocuğu bir trafik polisi gördüğünde, anında yüklü bir ceza yersiniz. “Çok ağlıyordu, o nedenle koltuğundan çözüp, kucağıma aldım” dediğinizde duyacağınız standart yanıt, ürkütücü ancak gerçektir: “Ağlayan bir çocuk, ölü bir çocuktan daha iyidir.”
    Bizdeki uygulamalar nasıl?
    Geçtiğimiz yıl dört yaşında anaokuluna başlayan kızımın okul servisindeki koltuğuna emniyet kemeri bağlatabilmek için uzun süren bir uğraş gerekti. Konuştuğumuz servis sahibi ne böyle bir zorunluluk olduğunu, ne de bu yönde bir talep bulunduğunu söylüyordu. Bu yıl diğer bir duyarlı veli sayesinde anaokulu servisimizde emniyet kemeri takan öğrenci sayısı ikiye çıktı. Nice duyarlı velilere…
   
    * * *
   
    Trafikte tüylerimi diken diken eden bir manzara da babasının bacakları arasında (sözde) araba kullanan 3 – 4 yaşlarındaki çocuklar.
    Bu arabaların çoğu (nedense) son derece gelişmiş ve bir çoğunda hava yastığı mevcut. Öndeki arabaya orta derecede bir çarpmayla bile (ki çocuk nedeniyle dikkatin dağılması sonucu, bu durum son derece olağan) hava yastığının açılarak, çocuğun yüzüne ölümcül bir darbe indirmesi işten bile değil. Boyu 150 cm’den kısa çocukların arabaların emniyet kemeri takmış olsalar bile ön koltukta oturmaları da sakıncalı.
    Gelişmiş ülkelerde mevcut olan arka koltukta da emniyet kemeri takma zorunluluğu ülkemize de bir an önce getirilmeli.
    Şimdi bazıları diyecektir ki “Tüm bunlar çok masraflı…” Ben de o zaman soracağım: “Ölenleri kaç paraya geri getirebilirsiniz?”

Prof. Dr.Ülgen Zeki OK

Son Yazıları

Diğer Yazıları